What is the translation of " DIFFUSION " in Turkish?

• difüzyon
• dağılımı
• yayılma
• yayınım
• gelişmesi
• difüzyonu
• difizyon

Examples of using Diffusion in English and their translations into Turkish

What diffusion?
Ne gelişmesi?

Diffusion of responsibility.
Sorumluluk dağılımı.

It's the acoustics. It's all about diffusion.
Akustik. Bu yayılmayla ilgili.

Diffusion alone could take a month.
Sadece yayılma bir ay sürer.

Why didn't you say that right away? Oh, diffusion.
Bir an için anlayamadım? Gelişme tabii ki.

What diffusion? Didn't you mention that?
Ne gelişmesi? Ondan bahsetmedin mi?

Any kind of transmembrane conductivity and permeability diffusion?
Zar ötesi iletkenlik ve geçirgen difüzyonla ilgili bilgi sahibi misin?

Diffusion of personal responsibility. Blind obedience to authority.
Kişisel sorumluluğun dağılması. Otoriteye körü körüne bağlılık.

Now let me give you a successful example of the law of diffusion of innovation.
Şimdi sizlere yenilik dağılım yasasının başarılı bir örneğini vereyim.

But the diffusion is rectangular, instead of round. There were three separate blasts.
Üç ayrı patlama olmuş ama dağılımı yuvarlak olacağı yerde dikdörtgen.

There were three separate blasts. But the diffusion is rectangular instead of round.
Üç ayrı patlama olmuş ama dağılımı yuvarlak olacağı yerde dikdörtgen.

His biomolecular diffusion gradient all ready suggests that his cellular mitosis has been artificially enhanced.
Biyomoleküler yayılma değişimi zaten hücresel bölünmesinin yapay olarak geliştirildiğini gösteriyor.

Go back and ask them what they plan to do about light diffusion in their PBRs?
Gidip onlara sorun. Petrobraslarındaki ışık difüzyonuna ne yapmayı planlıyorlarmış?

We have talked about diffusion and so far we have been talking about the diffusion of the solute, right?
Biz difüzyon hakkında konuştum ve şimdiye kadar biz durduk çözünen difüzyon hakkında, değil mi?

So let me give you a famous example, a famous failure and a famous success of the law of diffusion of innovation.
Sizlere meşhur bir örnek vereyim, yenilik dağılım yasasının meşhur bir başarısızlık ve de başarı örneği.

The Raman spectroscope uses lasers and light diffusion to measure minute changes in chemical composition.
Raman tayfölçeri kimyasal bileşimdeki dakikalık değişiklikleri ölçmek için lazer ve ışık yayınımı kullanıyor.

At this point every collision of the enzyme with its substrate will result in catalysis, and the rate of product formation is not limited by the reaction rate but by the diffusion rate.
Bu noktada enzimle substratın her çarpışması katalizle sonuçlanır ve ürün oluşumunun hızı artık tepkime hızıyla değil, moleküllerin difüzyon hızıyla sınırlanır.

Instead of lungs, invertebrates have simple breathing tubes that rely on diffusion for oxygen to reach their internal organs.
Akciğer yerine, difüzyona dayalı hayati organlara oksijen ulaşması için omurgasızların basit hava alma tüpleri vardır.

This includes low momentum diffusion, high momentum convection, and rapid variation of pressure and velocity in space and time.
Bu düşük ivme difüzyon, yüksek ivme konveksiyon, ve uzay ve zaman içinde basınç ve hız hızlı değişimini kapsamaktadır.

The number of dimensions of the RBM is equal to the number of queueing nodes and the diffusion is restricted to the non-negative orthant.
RBMnin boyutlarının sayısı, kuyruklama düğümlerinin sayısına eşittir ve difüzyon negatif olmayan ortanca ile sınırlandırılmıştır.

This includes low momentum diffusion, high momentum convection, and rapid variation of pressure and flow velocity in space and time.
Bu düşük ivme difüzyon, yüksek ivme konveksiyon, ve uzay ve zaman içinde basınç ve hız hızlı değişimini kapsamaktadır.

The microvessels have a width of a single cell in diameter to aid in the fast and easy diffusion of gases, sugars and nutrients to surrounding tissues.
Kapiller, gaz, şeker ve diğer besin çevre dokulara hızlı ve kolay difüzyon yardım etmek için küçük tek hücre çapındadırlar.

And usually you're talking about the diffusion of water as a solvent and usually it's in the context of a semi-permeable membrane, where the actual solute cannot travel through the membrane.
Ve genellikle su difüzyon bahsediyoruz solvent ve genellikle bir bağlamda yarı geçirgen zar, gerçek çözünen olamaz zarından seyahat.

The precise mechanism of this process is not known, but it is hypothesized to occur as a result of plasma diffusion due to interchange instability.
Bu işlemin kesin mekanizması bilinmemektedir, ama değişim değişkenliğinden kaynaklanan plazma difüzyonu olduğu varsayılmaktadır.

That conclusion stems from a report by the Radio Diffusion Council, a panel responsible for monitoring television broadcasting.
Bu sonuç, televizyon yayıncılığını izlemekten sorumlu bir komisyon olan Radyo Yayın Kurulunun bir raporuna dayanıyor.

Although the cuisine is diverse, generally Palestinians are not restricted to the foods of their specific region and there is constant culinary diffusion amongst them.
Yörelerin kendi mutfakların çeşitli olmalarına rağmen Filistinliler genellikle kendi yörelerine ait yemeklere kısıtlanmıyor ve devamlı olarak yöreler arası mutfak difüzyonu yer almaktadır.

They hope to have the electronic method ready early in 1945 and the diffusion method in July 1945, but(Fuchs) says the latter estimate is optimistic.
Elektronik yöntemin 1945 başlarında hazır olmasını umuyorlar ve difüzyon yönteminin Temmuz 1945te ama( Fuchs) sonuncu tahminin optimist olduğunu söylüyor.

Since growth is controlled by heat diffusion, anisotropy in thermal conductivity favors growth in specific directions, which has also an effect on the final shape.
Büyüme ısı difüzyonu ile kontrol edildiği için termal iletkenlikteki anisotrofi büyümeyi kendine özgü yönde destekler, bu da nihai şeklin nasıl olacağını etkiler.

Research interests: the physics of superconductivity meterially; stochastic diffusion processes in dissipative systems, dynamic exchange interactions in condensed matter.
Araştırma alanları: malzemelerin süperiletkenlik fiziği; enerji tüketen sistemlerde stokastik difüzyon işlemleri; yoğun ortamlarda dinamik değişim etkileşimleri.

But I want to make it very clear-- diffusion is the idea of any particle going from higher concentration and spreading into a region that has a lower concentration and just spreading out.
Ama çok net yapmak istiyorum difüzyon fikir yüksek konsantrasyonda ve giden herhangi bir parçacığın düşük konsantrasyon ve bir bölgeye yayılan sadece dışarı yayılıyor.