Examples of using He doesn't need to know in English and their translations into Turkish
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
He doesn't need to know.
Benim bilmem gerekiyor. Bilmesi gerekmiyor.He doesn't need to know!
Yes, it's true, but he doesn't need to know that.
Evet, doğru ama onun bunu bilmesi gerekmiyor.He doesn't need to know.
He's the jealous type, so… He doesn't need to know.
Kıskanç bir tip, bu yüzden… Bilmesi gerekmez.He doesn't need to know.
Bunu bilmesi gerekmiyor.Don't talk so much. He doesn't need to know these things.
Çok konuşma, onun bunları bilmesi gerekmiyor.He doesn't need to know.
Onun bilmesi gerekmiyor.JJ is a great kid, he doesn't need to know anything.
JJ harika bir çocuk. Hiçbir şey bilmesi gerekmiyor.He doesn't need to know that.
Bunu bilmesi gerekmiyor.Just cos we're getting married, he doesn't need to know everything about me.
Sırf evleniyoruz diye benle ilgili ne var ne yoksa bilmesi gerekmez.He doesn't need to know this.
Bunu bilmesine gerek yok.Nothing. He doesn't need to know yet.
Hiçbir şey. Henüz bilmesi gerekmez.He doesn't need to know that.
Onun bunu bilmesine gerek yok.He doesn't need to know about this.
Bunu bilmesine gerek yok.He doesn't need to know the route.
Rotayı bilmesine gerek yok.He doesn't need to know the truth.
Gerçeği bilmesine gerek yok.He doesn't need to know everything.
Her şeyi bilmesine gerek yok.He doesn't need to know that, Milly.
Bunu bilmesi gerekmez Milly.He doesn't need to know.
Benim bilmem gerekiyor. Bilmesi gerekmiyor.He doesn't need to know any details.
Ayrıntıları bilmesine gerek yok.He doesn't need to know my business.
Özel hayatımı bilmesine gerek yok.He doesn't need to know why. Yet.
Nedenini bilmesine gerek yok, şimdilik.He doesn't need to know the time or the date.
Zamanı veya tarihi bilmesine gerek yok.He doesn't need to know what you're doing here.
Burada ne yaptığını bilmesine gerek yok.He doesn't need to know it's life insurance.
Bunun bir hayat sigortası olduğunu bilmesine gerek yok.He doesn't need to know how screwed up you really are.
Ne kadar kötü biri olduğunu bilmesine gerek yok.He doesn't need to know where our people are working.
Adamlarımızın nerede çalıştıklarını bilmesi gerekmiyor.He doesn't need to know where our people are working.
Adamlarımızın nerede çalıştıklarını bilmesine gerek yok.
