Examples of using It's not in there in English and their translations into Turkish
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
It's not in there?
Orada değil mi?Good job it's not in there.
İyi ki de içi boştu.It's not in there?
İçinde değil mi?Conscience It's not in there.
Vicdan… bunda yok.It's not in there.
Aradığın şey orada değil.Don't bother. It's not in there.
Zahmet etme Orda yok.It's not in there. Open up.
Orada değil.- Aç.Sure. Nope. No, it's not in there.
Tabi. Hayır, orada değil. Hayır.It's not in there. Open up.
Orada değiI.- Aç.Look, maybe it's not in there.
Bak, belki de bunun içinde değildir.It's not in there, silly.
Orada değil, şaşkın.Orada olmadığına emin misin?It's not in there.
Bagaja baktım. Orada değil.The refrigerator broke. It's not in there.
But it's not in there.
Ama orada değil.I already told you, buddy, it's not in there!
Sana söyledim ya dostum, orada değil.No, it's not in there.
Hayır, orada değil.If Charlie Simon has a lab, it's not in there.
Charlie Simonın laboratuvarı varsa… burada değil.Shit, it's not in there.
Kahretsin, orada yok.It's not in there, honey.
Orada bulamadım tatlım.No, it's not in there, molly!
Hayır, burada yok, Molly!It's not in there, honey!
Orada bulamadım tatlım. Çabuk olun!It's not in there, honey.
Çabuk olun! Orada bulamadım tatlım.It's not in there, kid. Your ring?
Yüzüğün burada değil, evlat?It's not in there. Where's the kettle?
Orada değil. Çaydanlık nerede?It's not in there, kid. Your ring?
Yüzüğün artık burada değil, evlat?It's not in there, Hood, it's in here.
Cevap orada değil Hood, burada.It's not in there. And also Lisa doesn't drink Dr Pepper.
Orada değil. Ayrıca Lisa, Dr. Pepper içmez.WaIt. Uh, it isn't in there.
Ah, orada değil. Walt.Uh, it isn't in there. WaIt.
Ah, orada değil. Walt.
