What is the translation of " LEARN TO LIVE WITH IT " in Turkish?

• bununla yaşamayı öğrenmek

Examples of using Learn to live with it in English and their translations into Turkish

Learn to live with it.
Onunla yaşamayı öğren.

They will learn to live with it.
Bununla yaşamayı öğrenirler.

Learn to live with it.
Bununla yaşamayı öğren.

You will learn to live with it.
Onunla yaşamayı öğreneceksin.

Learn to live with it.
Onunla yaşamayı öğrenin.

You will learn to live with it.
Bununla yaşamayı öğreneceksin.

Learn to live with it.
Bununla yaşamayı öğrenmek.

You just learn to live with it.
Sadece bununla yaşamayı öğreniyorsun.

Learn to live with it.
Bununla yaşamayı öğrenmelisin.

You have to learn to live with it.
Bununla yaşamayı öğrenmek zorundasın.

Learn to live with it.
Onunla birlikte yaşamayı öğrenin.

I suggest you learn to live with it.
Bununla yaşamasını öğrenmeyi tavsiye ederim size.

Sadly, these things happen from time to time, but you just have to learn to live with it.
Zaman zaman bu tür üzücü şeyler oluyor. Ama bunlarla yaşamayı öğrenmeniz gerekiyor.

You learn to live with it.
Onunla yaşamayı öğrenmelisin.

They will have to learn to live with it.
Onunla birlikte yaşamayı öğrenmek zorundalar.

You learn to live with it.
Onunla yaşamayı öğreniyorsun.

In some cases people just learn to live with it.
Bazı vakalarda insanlar bununla yaşamayı öğrendiler.

You learn to live with it.
Bununla yaşamayı öğreniyorsun.

I will just have to learn to live with it.
O zaman onunla yaşamayı öğreneceğim.

Unless we learn to live with it, conditions can never change.
Bununla yaşamayı öğrenmezsek koşullar asla değişmez.

They say I will have to learn to live with it.
Bununla yaşamayı öğrenmem gerekeceğini söylüyorlar.

So go home, learn to live with it, pay your taxes and remember, you didn't hear about super-soldiers.
O yüzden, evinize gidin, bununla yaşamayı öğrenin. Vergilerinizi ödeyin ve süper-askerlerle ilgili hiçbir şey duymadığınızı unutmayın.

Do what you please, but learn to live with it.
Seni ne memnun edecekse onu yap, ama bununla yaşamayı da öğren.

But we learn to live with it.
Ama bununla yaşamayı öğrendik.

But you and everyone else are gonna have to learn to live with it.
Fakat sen ve diğer herkes bununla yaşamayı öğrenmek zorunda.

You might as well learn to live with it."~ Every time!
Bununla yaşamayı öğrensen iyi olur.- Her seferinde!

Tastes good, but doesn't work, and we have to learn to live with it.
Tadı güzel ama işe yaramıyor. Bununla yaşamayı öğrenmek zorundayız.

But I learned to live with it.
Ama bununla yaşamayı öğrendim.

So, before you let it ruin your future, you might try learning to live with it.
Geleceğini mahvetmesine izin vermeden önce, onla yaşamayı öğrenmeye çalışmalısın.

That this was something i had to keep to myself, and so stopped trying, learned to live with it.
Bunun kendime saklaman gereken bişey olduğunu hemen anlamıştım ben de uğraşmayı bıraktım ve bununla yaşamayı öğrendim.