What is the translation of " PERFECT EXAMPLE " in Turkish?

• mükemmel bir örnek
• harika bir örnek
• müthiş bir örnek
• mükemmel bir örneği

Examples of using Perfect example in English and their translations into Turkish

Perfect example.
Harika bir örnek.

This is a perfect example.
Harika bir örnek işte.

Perfect example.
Mükemmel bir örnek.

This morning, perfect example!
Bu sabah, mükemmel bir örnekti!

Perfect example of a good boy!
İyi bir çocuk mükemmel bir örnek!

Anthony Weiner, perfect example.
Anthony Weiner mükemmel bir örnek.

Perfect example of the Criminal Tremor.
Suçlu titremesinin mükemmel bir örneği.

You didn't have to give me the perfect example.
Bana mükemmel bir örnek vermene gerek yoktu.

Yeah, perfect example, Mr.
Evet, müthiş bir örnek Bay.

Do you see that poor, wretched Hyppolite? A perfect example.
O zavallı, zavallı Hyppoliteı görüyor musun? Mükemmel bir örnek.

A perfect example of an invasive species.
İstilacı türler için mükemmel bir örnek.

For better dialogue between the superpowers. The perfect example of the need.
Mükemmel bir örnek. İki süper güc arasinda daha iyi bir diyalog ihtiyaci icin.

Perfect example of why we made our decision.
Kararımızı neden verdiğimizin mükemmel bir örneği.

I will give you a perfect example of what I'm talking about.
Mükemmel bir örnek vereyim Size neden bahsettiğim hakkında.

Perfect example of what not to talk to jack about.
Jackle konuşmaman gereken konulara mükemmel bir örnek.

I will give you a perfect example of what I'm talking about.
Size neden bahsettiğim hakkında mükemmel bir örnek vereyim.

A perfect example of when democracy has failed.
Demokrasinin çuvallayışının mükemmel bir örneği.

I wanted to be this perfect example for you… to inspire you.
Senin için mükemmel bir örnek olmak istedim sana ilham vermek istedim.

A perfect example of how a tenement slum commences.
Bir kenar mahallenin nasıl doğduğunun mükemmel bir örneği.

Thank you for being the perfect example of something that I refuse to become!
Olmayı reddettiğim şeyin… mükemmel bir örneği olduğun için teşekkür ederim!

A perfect example. Do you see that poor, wretched Hyppolite?
O zavallı, zavallı Hyppoliteı görüyor musun? Mükemmel bir örnek.

Here's a perfect example of what I have been talking about.
İşte bahsettiğim şeyin mükemmel bir örneği.

A perfect example of the system that life employs to survive.
Canlıların hayatta kalmak oluşturdukları sistemin mükemmel bir örneği.

Here's a perfect example of what I have been talking about.
İşte sözünü ettiğim şeylerin mükemmel bir örneği.

A perfect example of what can be done is going on up in Solihull.
Neler yapılabileceğinin mükemmel bir örneği de Solihullde devam ediyor.

And you have a perfect example of that sitting right in front of you.
Senin önünde oturan mükemmel bir örnek var.

The perfect example of the need for better dialogue between the superpowers.
İki süper güc arasinda daha iyi bir diyalog ihtiyaci icin mükemmel bir örnek.

So, there is a perfect example of something that I don't know It will be determined.
Yani bilmediğim bir şeyin mükemmel bir örneği var.

That's a perfect example. You put no effort into this marriage.
Söylediğin bu evliliğe katkı sağlamadığına mükemmel bir örnek işte.

This is a perfect example of man's imperialism over the animal kingdom.
İnsan imparatorluğunun, hayvan krallığının üzerinde olduğuna dair müthiş bir örnek.