Examples of using Sharp in English and their translations into Turkish
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Sharp kid.
Keeps me sharp.
Sharp… and this one is"G.
No, it's a sharp.
Hayır, o bir diyez.Sharp, really nice.
Jilet gibi, gerçekten hoş.
People also translate
Got to stay sharp.
Zinde kalmak lazım.G sharp sounds horrible.
G diyez korkunç ses çıkarıyor.To keep you sharp.
Seni zinde tutmak için.Sharp kid. They're very dangerous.
Zeki çocuk. Silahlar çok tehlikelidir.You are obviously sharp.
Zeki olduğun belli.You seemed sharp and rested.
Zinde ve dinlenmiş gibiydin.You're gonna look sharp.
Jilet gibi görüneceksin.Why does Nina Sharp have your photo in her office?
You hurt yourself! It's sharp.
Sharp as a tack and as chauvinistic as Joan of Arc.
Bir tilki kadar zeki, Jeanne dArc kadar şoven.Be back here for five o'clock sharp. I mean it.
You're dressing sharp, you have a great haircut.
Jilet gibi giyiniyorsun, harika bir saç kesimin var.Then I shall pick you up, eight o'clock sharp.
Saat tam sekizde.- O zaman seni alırım.But Danville's sharp, I doubt she will let any slip through.
Ama Danville zeki biri onun buna izin vereceğinden şüpheliyim.Hey, Ribbit, doesn't Cecile look sharp?
Baksana, Ribbit, Cecile jilet gibi gözüküyor değil mi?And I make a sharp right, away from the mountains. Then I cross the river.
Sonra nehri geçiyorum… ve tam sağ yapıyorum, dağların karşısından.Mr. Rhode, we have determined that Nina Sharp is a traitor.
Bay Rhode Nina Sharpın bir hain olduğunu öğrendik.I needed to keep you sharp for our future, about which we need to talk.
Geleceğimiz için seni zinde tutmam gerekiyordu. Bununla ilgili konuşmamız gerekiyor.We start the bombardment at dawn and stop at 0430 sharp.
Şafakta bombardımana başlayıp Tam saat 04:30 da keseceğiz.The spines are stiff and very sharp, and readily pierce through soft surfaces.
Dikenler sert ve çok keskindir, yumuşak yüzeyleri kolaylıkla delebilirler.He can barrel that baby in. If the pilot's good, real sharp.
Eğer pilot iyiyse, gerçekten zeki… O bebeği rahatlıkla uçurabilir.We booked this church and Father Rubolina… for 10:00 sharp today!
Biz bu kiliseyi Peder Vudiliniden… bugün saat tam 10 için istedik!Everyone to be in his place young and old-and ready to work at 12:00 sharp.
Herkes yerinde olmalı ve tam saat 12de çalışmaya… hazır olmalı.The natives start to get restless.If lunch isn't on the table at 12:00 sharp.
Yemek tam 12de hazır olmazsa yerliler huzursuzlanmaya başlar.I want her in MotherPaula's costume for a dress rehearsal at three o'clock sharp.
Saat tam 3de kostümlü prova için… Paula Ananın kostümünü giymesini istiyorum.
