What is the translation of " TRELLIS " in Turkish?

• çardak
• parmaklıklara

Examples of using Trellis in English and their translations into Turkish

And to see the trellis.
Ve çardağı görmelisiniz.

Trellis? Cathode, pomegranate.
Katot. Çardak. Nar.

Cathode, pomegranate, trellis?
Katot. Çardak. Nar?

Trellis? Cathode, pomegranate.
Çardak. Nar… Katot.

Cathode, pomegranate, trellis?
Çardak. Nar… Katot?

The trellis is broken.
Sarmaşık parmaklığı kırılmış.

Cathode, pomegranite, trellis.
Katot. Çardak. Nar.

Courtyard, trellis, fairy lights.
Avlu, çardak, ışıklar.

Cathode… pomegranite, trellis.
Katot nar, sarmaşık.

Your trellis is a whore.
Sizin bitki kafesi bir fahişeymiş.

Twinkle lights for the trellis.
Çardak için ışıklar burada.

Pomegranate. Trellis. Cathode.
Katot,… Nar,… Çardak.

You ever tried to climb a trellis?
Hiç parmaklık tırmandın mı?

And then a trellis is a good idea.
Sonra çardak, çok güzel fikir.

Are you ready to see the trellis?
Çardağı görmek için hazır mısınız?

It's a… called a trellis. I built it.
Buna çardak deniyor. Ben yaptım.

You're the house on the corner with that trellis.
Köşedeki sarmaşıkları olan ev seninki.

That trellis lady had no idea who I was.
Çardaklı hanımın kim olduğuma dair hiçbir fikri yoktu.

Right between these trellises here.
Tam buradaki bu kafesler arasında.

The trellis needs to be painted, it's starting to rust.
Çardağın boyanması lâzım, paslanmaya başlıyor.

We will just go out the window, climb down the trellis.
Pencereden çıkar, tellerden aşağıya ineriz.

Andrew climbed up the trellis and got me out the window.
Andrew, sarmaşık parmaklığına tırmandı ve beni camdan çıkardı.

Solely suicide, and you are guilty of nothing but some damage to the trellis.
Ama senin parmaklıklara verdiğin zarar… ve birkaç amatör tiyatro hariç suçun yok.

I noticed the grapevine trellis in the garden for the first time.
Bahçede bir asma çardağı olduğunu fark ettim ilk olarak.

For example, some companies don't want to take a chance on the thousands of old jerrybuilt blocks in Bucharest or the approximately two million trellis and adobe houses in the countryside.
Örneğin bazı şirketler Bükreşteki binlerce eski köhne blok veya banliyö tarafındaki yaklaşık iki milyon çardak ve kerpiç ev için riske girmek istemiyorlar.

I don't want trellis, Andy, it will look like a Chinese restaurant.
Sarmaşık istemem Andy, Çin restoranı gibi durur. Çok hoş olacak.

Night of the party, she saw someone climbing the trellis to the third floor.
Parti gecesi birinin parmaklıklara tırmanıp üçüncü kata çıktığını görmüş.

Climbing the trellis to the third floor. Night of the party, she saw someone.
Parti gecesi birinin parmaklıklara tırmanıp üçüncü kata çıktığını görmüş.

Silas and I were going to drink the immortality elixir as part of our wedding ceremony, but then everything around me started to die, my wedding flower, the garden trellis, our harvest, and then I realized why.
Silas ve ben ölümsüzlük iksirini, düğün törenimizin bir parçası olarak içecektik Ama sonra, çevremdeki her şey ölmeye başladı. Düğün çiçeği, bahçe çitleri, hasadımız sonra nedenini anladım.

The vines had all fallen down on their trellises, and their owner wrung his hands, bewailing all that he had spent on his garden. He said,"Would that I had not associated anyone with my Lord!
Bağ sahibi, çardakları üzerine çökmüş bulunan bağ için harcadıklarına vahlanarak avuçlarını ovuşturuyor ve şöyle diyordu:'' Ne olurdu, Rabbime hiç kimseyi ortak koşmasaydım!