BILEKLER Meaning in English - translations and usage examples

• wrists
• ankles
• wrist

Examples of using Bilekler in Turkish and their translations into English

Güzel bilekler.
Fair wrists.

Bilekler emniyette.
Wrist secure.

Pekala, bilekler lütfen.
Okay. Wrist, please.

Bilekler aşağıya.
Ankles were down.

Pekala, bilekler lütfen.
Okay. Ah, wrist, please.

Bilekler yerdeydi.
Ankles were down.

Ne şaka.- Bilekler kilitlensin.
Lock wrists.- What a joke.

Bilekler ve topuklar.
Ankles and heels.

Ve gerçekten kırılgan bilekler çocuklar.
And real gentle wrist, guys.

Bilekler bağlı değil.
The wrists aren't bound.

Geniş kalçalar, kalın bilekler, ve yer çekimi merkezimiz düşük.
Wide hips, thick ankles and a low center of gravity.

Bilekler ve sırt düz.
Wrists and back straight.

Dokunuşunda kontrol, bunları unut. Esnek bilekler, parmakların.
Supple wrists and finger control have to be forgotten.

İyi bilekler, güçlü ve esnek.
Good strong wrists.

Bilekler. Yaşlı bir.
Got ankles like an old woman.

Ayrıca Müthiş Bilekler, Tam Parmaklar, Gerçek Topuklar.
And there's also Awesome Ankles, Totally Toes, Happening Heels.

Bilekler, duruş. Pekala.
All right, wrists, posture.

Ayrıca Müthiş Bilekler, Tam Parmaklar, Gerçek Topuklar!
And there's also Awesome Ankles, Totally Toes, Happening Heels… That's enough!

Bilekler kilitlensin.- Ne şaka.
Lock wrists.- What a joke.

Güzel bilekler, oh, bebeğim, güzel bilekleriniz.
Fair wrists, oh, baby, your fair wrists.

Bilekler çapraz. Eller bağlı.
Hands folded… ankles crossed.

Kollar, bilekler ve bilhassa boyun, saldırganın marifeti.
Arms, wrists and especially neck all courtesy of the attacker.

Bilekler. Adamı ters gömmüşler.
They buried the guy the wrong way around. Ankles.

Bu bilekler… çok daha iyisini hak ediyor.
These ankles deserve… So much better.

Bilekler. Adamı ters gömmüşler.
Ankles. They buried the guy the wrong way around.

Bilekler daha kıvrık, goril gibi.
Is that good?- More wrist twits, like a gorilla.

Bilekler. Aşçıya söyleyin biraz patates kızartsın.
Tell the cook to fry up some potatoes. Wrists.

Bilekler bağlanmış, fakat fazla mücadele etmemiş.
The ankles were tied up, but he didn't struggle much.

Bilekler, dirsekler, omuzlar kalçalar ve kasık.
The wrist, the elbows, the shoulders, the hips and the groin.

Bilekler, intihar süsü vermek için sonradan kesilmiş.
The wrists were cut afterwards to make it look like suicide.