DAVET EDERIM Meaning in English - translations and usage examples

• invite
• i will invite
• inviting

Examples of using Davet ederim in Turkish and their translations into English

Kendimi davet ederim.
I will invite myself.

Kupayı kaldırır, ayı davet ederim.
I raise the cup and invite the moon.

Connorı davet ederim.
I will invite connor.

Aceyi davet ederim, o bana arkadaştan daha yakın.
I will invite Ace, he's more than a friend.

Annemi de davet ederim.
And I will invite my mom.

Birkaç kız arkadaşımı ve kızlarını davet ederim.
So I will invite a few gals and their daughters.

Genelde ben davet ederim.
Usually I do the inviting.

Tanıdığım her yetenek avcısını da davet ederim.
I will invite every talent scout I know.

Ben insanları davet ederim.
Invite people from the mall.

Aramazsan başka biriyle tanışıp seni düğüne davet ederim.
I will just meet somebody else and invite you to the wedding.

Ve sinemaya davet ederim.
Then I will invite him to the movies.

Maç için iki bilet alırım. Onu davet ederim.
Get a couple of tickets to a ballgame, invite him along.

Genelde ben davet ederim. Mahcup oldum.
I'm embarrassed. Usually I do the inviting.

Ve sizi gelecek sene davet ederim.
And invite you all back next year.

Ben ancak Ona davet ederim ve son dönüşüm Onadır.
To Him I invite, and to Him is my return.”.

Bir gün sizi de davet ederim.
I will invite you lot to swim some day.

Bir yarışma düzenlerim. En güçlü ve cesur sporcuları davet ederim.
I shall announce a games invite the strongest and bravest of the Greeks.

Tamam o zaman, davet ederim.
All right, sure. I will invite her.

Bu konuyu onunla konuşuruz. Sevgili Bay Hilliarda telefon açıp, buraya davet ederim.
I will call that nice Mr. Hilliard and invite him over.

Sizi ayarlar ve sizi davet ederim efendim.
I will make sure and invite you, sir.

Bu konuyu onunla konuşuruz. Sevgili Bay Hilliarda telefon açıp, buraya davet ederim.
No. I will call that nice Mr. Hilliard and invite him over.

Darcyleri gelecek yıl davet ederim. Biliyorum.
There goes my invite to the Darcys' next year.

Eğer bana cipsleri verirsen, seni de davet ederim.
If you give me the chips, then I will invite you.

Ben Ona yakarır, Ona davet ederim. Dönüşüm de Onadır.
To Him I invite, and to Him is my return.”.

Çok utandım. Genelde ben davet ederim.
I'm embarrassed. Usually I do the inviting.

Onu kendi evimde yaşamaya davet ederim. Ama iş yapmam.
I will invite him to live in my own residence… but no business.

Seni bazı maçlara davet ederim.
I will invite you to some of the games.

Darcyleri gelecek yıl davet ederim. Biliyorum!
There goes my invite to the Darcys' next year. I know!

Mahcup oldum. Genelde ben davet ederim.
I'm embarrassed. Usually I do the inviting.

Hele biz bir evlenelim, onu da davet ederim.
After we're married, I will invite him over.