GITMIŞTIK Meaning in English - translations and usage examples

• we went
• we got
• we go

Examples of using Gitmiştik in Turkish and their translations into English

Bir yerlere gitmiştik.
We go places.

Birkaç ay önce akşam yemeğine gitmiştik.
We went over for dinner a few months ago.

Babanı görmeye gitmiştik, hatırlıyor musun?
Remember going to see your father?

Bir haftalığına gitmiştik.
We were gone for a week.

Babanı görmeye gitmiştik, hatırlıyor musun?
You remember going to see your father?

Onun sayesinde konsere gitmiştik.
We got the gig through her.

Aynı okula gitmiştik. Birlikte büyümüştük.
We grew up together. We went to the same school.

Cenazeye birlikte gitmiştik.
You went to the funeral.

Aynı okula gitmiştik. Birlikte büyümüştük.
We went to the same school. We grew up together.

Önce şekerciye gitmiştik.
First, we go to the candy store.

Bir kulübeye gitmiştik. Beraberce dağdaki küçük.
Together, we drove to a small cabin in the mountains.

Birlikte market alışverişine gitmiştik.
WE WENT GROCERY SHOPPING TOGETHER.

Gitmiştik. Beraberce dağlardaki küçük kulübemize.
Together, we drove to a small cabin in the mountains.

Aynı diş hekimine gitmiştik. Ne?
What? We go to the same dentist together?

Aynı okula gitmiştik. Acaba o ne yapıyormuş?
I went to school with her, I wonder how she's doing?

Birkaç sınıf birlikte gitmiştik. Harika.
That's cool.- We got a feW classes together.

Bir müzikale gitmiştik… adı, Afrika, Cesur Afrika idi.
O Africa, Brave Africa. We would gone to a new musical called.

Geçen gece MacLarena içmeye gitmiştik ya.
Last night, we go to MacLaren's for a drink.

Adamlarımla içmeye gitmiştik, Atlas bana yumruk attı.
A couple of my men got drunk one night, Atlas took a swing at me.

Kazadan sonra hangi hastaneye gitmiştik?
Which hospital did we go to after my accident?

Bir müzikale gitmiştik… adı, Afrika, Cesur Afrika idi.
Called Oh, Africa, Brave Africa. We would gone to a new musical.

Şu havalı italyan restoranında spagetti ve köfte yemeye gitmiştik.
We got spaghetti and meatballs at this corny Italian place.

Vergi Günü yürüyüşüne gitmiştik, kimse o saçmalığa gitmez.
We went to the Tax Day March, and nobody goes to that shit.

Aynı okula gitmiştik, hatta aynı dojoda kılıç eğitimi almıştık.
We attended the same school, even trained in the sword at the same dojo.

Soruşturmak için Vasudevin evine gitmiştik, orada biri bahsetti.
We had gone to Vasudev's house for enquiry, that's when someone mentioned it.

Bir gece onunla sinemaya gitmiştik, bir oğlanla buluştu, siz bilmiyordunuz.
One night when she and I went to the movies she met a boy.

Carlton ile balayımızda oraya gitmiştik ve azınlıkta kalmıştık. Francine.
Francine. Carlton and I went there on our honeymoon, and all I can say is we were outnumbered.

Yaklaşık 1 km yol gitmiştik… ve cep mendilim tamamen ıslanmıştı.
We might have gone about half a mile… and my pocket handkerchief was quite wet through.

Yelken yarışlarına gitmiştik… Sanırım hepimizin söyleyecek önemli şeyleri var.
I think we all have important things to say. We went to the regatta.

Bir keresinde suşi yemeye gitmiştik de garson kızla Japonca konuşmaya çalışmıştı.
We went to get sushi once and he tried to speak Japanese to the waitress.