ONU DAVET Meaning in English - translations and usage examples

• invite him
• invited him

Examples of using Onu davet in Turkish and their translations into English

Onu davet ettin mi?
You invited him?

İstiyorsan onu davet edebilirsin.
Invite him if you want to.

Onu davet eden sendin.
You invited him.

Kesinlikle onu davet edebilirim.
I can totally invite him over.

Onu davet edebiliriz.
We could invite him.

Sadece divan onu davet edebilir.
Only the council can invite him.

Onu davet edebilirdin.
You could invite him.

Sen gelmiyorsan, onu davet edemem.
If you don't go, I can't invite him.

Onu davet ettin mi?
Can you invite him over?

Yarınki gösteriye onu davet edeceğim. Evet!
I will invite him to watch an opera.- Yes, yes!

Onu davet edin Bay Data!
Invite him, Mr. Data!

Evet… Yarınki gösteriye onu davet edeceğim!
I will invite him to watch an opera.- Yes, yes!

Kim onu davet etti?
W-who invited him?

Tom da pikniğe gitmek istiyor, onu davet etmeliyiz.
Tom would like to go on the picnic, too. We should invite him.

Hadi onu davet edelim.
Let's invite him over.

O yüzden, gelecek yıl da, sonraki yıl da onu davet edeceğim.
So I will invite him next year and the year after.

Onu davet eden bizdik.
We invited him to come.

Ama baba büyükannem onu davet edebileceğimi söyledi.
But, Dad, Gran said I could invite her round.

Onu davet edebilirsin.
You can invite him yourself.

Ama yalnızca 23 yaşında olan insan oğlu… onu davet edebilir.
Only his human son can invite him, and only during the boy's 23rd year.

Onu davet eden bendim.
It is I who invited him to stay.

Röportajı ana sunucu yapmalı. Ana program onu davet ediyorsa.
The main anchor should interview him. If the main program invites him.

Onu davet eden tek kişi benim.
I'm the one who invited him.

Onu davet etmen gerekmiyordu.
You didn't have to invite him.

Onu davet eden tek kişi sensin.
You're the one who invited him.

Onu davet etmeIiyiz. -Sadece iIaç.
We should invite him over. Just medicine.

Onu davet etmeIiyiz. -Sadece iIaç.
Just medicine. We should invite him over.

Onu davet edip sıcak içecek vermeliyiz.
We should invite him in for a hot beverage.

Onu davet edeceğim ve akşam yemeği bitesiye kadar sohbet.
I will invite him and chat over dinner.

Onu davet edebiliriz ama kendi jetonunu kendi almalı.
We can invite him, but he will have to buy his own tokens.