ARRANGIERTE ne Demek Turkce - Turkce Çeviri

• ayarladı
• düzenlenmiş
• düzenledi
• görücü usulü
• anlaşmalı
• ayarlanmış
• ayarladım
• düzenlenen

Arrangierte Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

Arrangierte Ehe.
Ayarlanmış evlilik.

Oder? Beth arrangierte das?
Bunların hepsini Beth mi ayarladı?

Arrangierte Ehe.
Görücü usulü evlilik.

Wie viele arrangierte Ehen.
Yürüyen birçok düzenlenmiş evlilik var.

Arrangierte Heirat.
Düzenlenmiş Evlilik.

Politische Allianz. Arrangierte Ehe.
Siyasi ittifak, anlaşmalı bir evlilik.

Gut arrangierte Gitarren.
Perfectly ayarlanmış gitar.

Unterlagen über arrangierte Ehen.
Anlaşmalı evliliklere ilişkin belgeler vardı.

Ich arrangierte ein Treffen.
Onunla bir buluşma ayarladım.

Die Frau, die für sie arbeitet, arrangierte alles.
Her şeyi onlar için çalışan kadın ayarladı.

Kragen arrangierte alles.
Kragen herşeyi ayarladı.

Weißt du, wie man in Pakistan eine arrangierte Heirat nennt?
Pakistanda düzenlenmiş evlilik dediğimiz şeyi biliyor musun,?

Kragen arrangierte alles.
Kragen her şeyi ayarladı.

Pierce fand einen Käufer für den Diamanten und arrangierte die Übergabe.
Şey… Pierce elmasa bir alıcı buldu ve bir değiş-tokuş ayarladı.

Arrangierte Ehen sind scheiße!
Görücü usulü evlilik, ahbap!

Saponaru, der jüngste, arrangierte regelmäßig Hauskonzerte.
Saponaru, en genç, düzenli olarak düzenlenen ev konserleri.

Arrangierte Ehen sind selten so gut arrangiert.
Görücü usulü evlilikler nadiren iyi çiftler çıkarır.

Ein Jahr, nachdem sie verstarb, arrangierte mein Vater eine zweite Ehe.
O öldükten kısa süre sonra babam başka bir evlilik ayarladı.

(Un) arrangierte Ehe- Book Report.
( Un) evlilik düzenlenmiş- Kitap Raporu.

Jahrhundert. Bis dahin waren arrangierte Ehen die Norm.
O zamana kadar, görücü usulü evlilikler normaldi… ve topluma gayet yararı dokundu. yüzyıldan itibaren başladı.

Mature arrangierte den Ehemann ihrer Freundin.
Mature kadın arkadaşının kocasını ayarladı.

König Alfred will sein Vermächtnis schützen, doch sein Sohn Edward verweigert eine arrangierte Ehe.
Ama oğlu Edward anlaşmalı evliliğe yanaşmıyor. Kral Alfred mirasını korumak istiyor.

Olive! -Ich arrangierte einen Käufer!
Alıcı ayarladım. Olive!

Ich arrangierte das Rendezvous, sag es ihr selbst.
Sana randevu ayarladım, sen de ona karının ölümünü anlat.

Mahjong Solitaire-Spiel mit den 4 Jahreszeiten, einschließlich spezieller arrangierte Musik von Vivaldi die Pegel. schönes Mahjong-Spiel.
Düzeyleri eşleşen Vivaldi özel düzenlenmiş müzik dahil 4 mevsim, ile Mahjong Solitaire oyunu. güzel Mahjong oyunu.

Die Macht arrangierte für Alison, einen Psychiater zu sehen.
Alisonın psikiyatristi görmesi için düzenlenen güç.

Er arrangierte die Gefängnissache mit Wärter Murphy.
Hapishane müdürü Murphyyle hapishanedeki tezgâhı da o ayarladı.

Dschingis Khan, der später kam, arrangierte ein feierliches Treffen für seine Bewohner.
Daha sonra gelen Cengiz Han, sakinleri için ciddi bir toplantı düzenledi.

Er arrangierte Kens Ermordung und hätte mich fast getötet.
Kenin suikastını o düzenledi ve neredeyse beni de öldürecekti.

Ich weiß, eine arrangierte Ehe ist kein Stoff für Märchen.
Biliyorum ayarlanmış evlilik pek de masalımsı birşey değil.