BESPRECHEN ne Demek Turkce - Turkce Çeviri

• konuşmak
• tartışmak
• görüşmek
• konuşuruz
• konuşabiliriz
• konuşalım
• konuşmalıyız
• tartışalım
• var
• hakkında
• hakkında konuşmak istiyorum
• konuyu

Besprechen Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

Sofort besprechen.
Hemen konuşalım.

Besprechen den nächsten Tag.
Ertesi gün konuşuruz.

Am Montag besprechen.
Pazartesi konuşuruz.

Besprechen wir das im Büro.
Bizim ofiste konuşalım.

Aus Bar-le-Duc besprechen.
Bar-le-Duc hakkında.

Besprechen alles nochmals.
Her şeyi yeniden tartışalım.

Mit Obama besprechen".
Obama ile konuşabiliriz''.

Wir können meine Strafe später besprechen.
Cezamı daha sonra konuşuruz.

Budget besprechen und genehmigen.
Bütçeyi görüşmek ve onaylamak.

Kommenden Jahr besprechen.
Gelecek yıl konuşalım.

Besprechen wie wir helfen können.
Nasıl yardımcı olabileceğimizi tartışalım.

Er will das Bild besprechen.
Resmi tartışmak istiyor.

Die ich besprechen möchte. Nur eine Sache.
Seninle tartışmak istediğim sadece tek bir şey var.

Er will etwas besprechen.
Bir şey konuşmak istiyormuş.

Schnell besprechen, bevor es wieder nur um ihn geht.
Önce çabucak konuşalım. O geri dönmeden ve konu dağılmadan.

Noch ein paar Dinge besprechen.
Bazı şeyleri konuşmalıyız.

Wir besprechen zahlreiche Fälle und organisieren Firmenbesuche, Praktika und Studienreisen.
Biz çok sayıda vaka tartışmak ve şirket ziyaretleri, uygulamalara ve çalışma gezileri düzenliyoruz.

Details besser besprechen.
Ayrıntıları daha iyi konuşuruz.

Warum nimmst du dir nicht den Rest des Tages frei während Terry und ich Ihre vielversprechende Zukunft besprechen?
Bu arada Terry ve ben de gelecek vaat eden kariyerini konuşuruz.

WeiI ich mit dir was besprechen wiII?
Seninle konuşmak istiyorum. Ne için?

Wenn es danach immer noch nicht klappt, dann können wir andere Optionen besprechen.
Eğer hâlâ işler yolunda gitmiyorsa, o zaman diğer seçenekleri konuşabiliriz.

Wir können ja auch diesen Plan besprechen«, sagte der Advokat nach einem.
Peki bu planı konuşabiliriz,” dedi avukat kısa süre sonra.

Moment, wir müssen Pläne besprechen.
Dur, yapacak planlarımız var.

Viele Themen, die die Religionsgemeinschaften besprechen wollten, kamen erst gar nicht auf den Tisch.
Dinî cemaatlerin görüşmek istediği pek çok konu masaya bile yatırılmadı.

Aber das können wir ein anderes Mal besprechen.
Ama bunu başka zaman konuşuruz.

Ich wollte etwas mit Agent Strahm besprechen, ich ihn nicht erreichen.
Ajan Strahmla bir şey görüşmek istiyordum… ama ona ulaşamıyorum.

Wir sollten Melanie Cavills Hinrichtung besprechen.
Melanie Cavillin idamını konuşmalıyız.

Lassen Sie uns jeden Browser einzeln besprechen und sehen, was er anbietet und was nicht.
Her bir tarayıcıyı tek tek tartışalım ve neler sunduklarını ve ne yaptıklarını görelim.

Wir können das später besprechen.
Bunu sonra konuşabiliriz.

Gemeinsame Videos besprechen, einen Instagram-Account einrichten. Wir könnten ein Interview machen.
Röportaj yapabiliriz… çekebileceğimiz videoları konuşuruz, sana bir Instagram hesabı açarız.