DANKTE ne Demek Turkce - Turkce Çeviri

• teşekkür
• şükretti
• teşekkürlerini
• şükrettim

Dankte Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

Er nahm das Brot und dankte.
Ekmek aldı ve şükretti.

Und dankte ihm für das Gebet.
Şükredip o dem kıldı namazı.

Er nahm das Brot und dankte.
Ekmeğini aldı ve teşekkür etti.

Ich dankte Gott für Sie.
Seni bulduğum için Tanrıya şükrettim.

Ich stand jeden Morgen auf und dankte Gott für diesen Tag.
Her sabah kalkıyorum ve tanrıya şükrediyorum.

Dankte den Teilnehmern und.
Katılımcılara teşekkürlerini sundu ve.

Richterin dankte Behörden.
Muhtarlar yetki̇li̇lere teşekkür etti̇.

Sie dankte zunächst, nahm es aber dann doch.
O da ilk başta teşekkür etse de sonra kabul ettiler.

Der Bürgermeister dankte der Keglervereinigung.
Belediye Başkanı Gümrükçüoğluna teşekkür etti.

Ich dankte nie, dass du nach meiner Verletzung zurückkamst.
Yaralanmamdan sonra döndüğün için sana teşekkür edemedim.

Nachdem wir fertig waren, dankte er mir und wir umarmten uns.
Sonra biz bitmiş o bana teşekkür ve biz sarıldı.

Opper dankte allen, die einen Kuchen gespendet hatten.
Mendes, pastayı keserken herkese teşekkür etti.

Norman erzählte von dem Mädchen, der Detektiv dankte und fuhr.
Norman ona kızı anlatmış, dedektif ona teşekkür edip gitmiş.

Putin dankte den russischen Soldaten.
Putinden Rus askerlere teşekkür.

Als ich rannte, betete ich für den Mann und dankte Gott für seinen Schutz.
Koşarken o adam için dua ettim ve beni koruduğu için Tanrıya şükrettim.

Ich dankte ihnen für ihr Opfer.
Fedakârlıkları için onlara teşekkür edin.

Die letzten in den Kommentaren unter dem Video Williamson dankte für seine Arbeit.
Son yorumların altında video için teşekkür Williamson çalışmaları.

Girard dankte Italien für seine Unterstützung.
Erdoğan, desteklerinden dolayı İtalyaya teşekkürlerini iletti.

Sie hatten ein paar kleine Fische, und Jesus dankte, auch machte die Verteilung.
Onlar birkaç küçük balık vardı ve İsa aynı zamanda dağıtım yapılan şükretti.

Ko 11:24 und dankte, es brach und sprach: Nehmt, esst!
Ve şükretmeniz, o kırdı, ve bahsedilen:'' Al ve yemek!

Yato wirbelte herum, sah aber niemanden, dann lächelte, dankte seinem Freund verschwunden.
Yato etrafında döner, ama kimse gördüm, sonra gülümseyerek teşekkür arkadaşı kayboldu.

Das Mädchen dankte Gott, und saß still bis der Abend kam.
Kız Tanrıya şükretti ve akşama kadar sessizce oturdu.

Dankte meine Mom Gott für alles Gute, das geschah. Hör mal, als ich ein Kind war.
Olan biten her iyi şey için Tanrıya şükrederdi. Bak, annem çocukluğumda.

Und er nahm den Kelch und dankte, gab ihnen den und sprach: Trinket alle daraus;
Sonra bir kâse alıp şükretti ve bunu öğrencilerine vererek, ‹‹Hepiniz bundan için›› dedi.

Dankte meine Mom Gott für alles Gute, das geschah. Hör mal, als ich ein Kind war.
Ben çocukken, Bak. annem başımıza gelen güzel şeyler için Tanrıya şükrederdi.

Am 11. März schickte Struve eine Antwort, dankte für das Angebot und akzeptieren.
Martta Struve, teklif için teşekkürlerini sunduğunu ve kabul ettiğini yazdığı mektubu göndermiştir.

Thunberg dankte Obama, dass er sich die Zeit genommen hatte.
Zaman ayırıp görüştüğü için Obamaya teşekkür etti.

Und nahm den Kelch, dankte und gab ihnen den; und sie tranken alle daraus.
Sonra bir kâse alıp şükretti ve bunu öğrencilerine verdi. Hepsi bundan içti.

Er dankte mir dafür, dass ich ihm zugehört hatte.
Ben kendisini dinlediğim için teşekkür üstüne teşekkür etti.

Und er nahm den Kelch, dankte und sprach: Nehmet ihn und teilet ihn unter euch;
Sonra kâseyi alarak şükretti ve, ‹‹Bunu alın, aranızda paylaşın›› dedi.