ERFREUT ne Demek Turkce - Turkce Çeviri

• memnun
• mutlu
• hoşnut
• sevindim
• bir zevk
• sevindirdi
• sevinmiş
• memnunuz
• memnunum
• sevindirir
• mutluluk

Erfreut Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

Sehr erfreut.
Çok mutlu.

Erfreut euch das?
Memnun oldunuz mu?

Sehr erfreut.
Çok sevindim.

Ist darüber gar nicht erfreut.
Bundan hoşnut değildir.

Sehr erfreut.
Tanıstığımıza sevindim.

Ich hoffe sie sind erfreut.
Umarım mutlu olmuşsunuzdur!

Sehr erfreut.
Gelmenize çok sevindim.

Erfreut, Sie kennenzulernen, Sir.
Memnun oldum, efendim.

Es ist nichts.- Erfreut.
Memnun oldum.

Hallo. Sehr erfreut, Professor Kent.
Merhaba, benim için büyük bir zevk Profesör Kent.

Rilke ist hoch erfreut.
Rilter çok sevinmiş.

Ich bin erfreut, Sie kennen zu lernen, Dr. House.
Sizinle tanışmak büyük bir zevk Dr. House.

Danke. Sehr erfreut.
Teşekkürler. -Çok sevindim.

Erfreut mit der Arbeit alles ist so süß und ordentlich.
İşten memnunum her şey çok sevimli ve düzenli.

Er wird sehr erfreut sein.
Çok memnun kalacaktır.

Als ich Watson davon erzählte, war sie erfreut.
Bunu Watsona söylediğimde,… mutlu olmuştu.

Eric wird sehr erfreut sein.
Eric çok memnun olacak.

Und die waren über solche Worte bestimmt nicht erfreut.
Ama onlar bu söylenenlerden hoşnut değillerdi.

Athene ist nicht erfreut über deine einsame Bewunderung.
Athena bundan hiç hoşnut değil. Bu tek hayranlığından.

Die Götter werden erfreut sein.
Tanrılar hoşnut olacak.

Oder erfreut, wenn sauer Wehe in der Gemeinschaft, Und needly mit anderen Leiden rank would werden.
Veya, eğer ekşi keder, dostluk sevindirdi Ve needly diğer acılarımıza rank would olacak.

Snyder wird nicht erfreut sein.
Snyder mutlu olmayacak.

Ich weiß, andere deiner Kaste sind über meine Anwesenheit nicht erfreut.
Diğerlerinin buradaki varlığımdan hoşnut olmadıklarını biliyorum.

Leifur wird nicht erfreut sein.
Leifur hiç mutlu olmayacak.

Ich werde wieder kommen. Sehr erfreut.
Tanıştığımıza sevindim. Yine geleceğim.

Sie werden sicher erfreut sein.
Eminim çok mutlu olacaklar.

Herr Gouverneur, Mrs. Lillington und ich sind so erfreut.
Vali bey, Bayan Lillington ve ben o kadar memnunuz ki.

Imhotep wird sehr erfreut sein.
Efendimiz lmhotep çok memnun olacak.

Und die Antwort hat mich selbst sowohl belustigt, als auch erfreut.
Aldığım cevap beni hem duygulandırdı, hem de sevindirdi….

Freut mich Sie kennenzulernen, Doktor Keaton. Stets erfreut einen der Kollegen zu treffen.
Dr. Keaton. Bir psikiyatrist arkadaşla tanışmak her zaman bir zevk.