EUCH WARNEN ne Demek Turkce - Turkce Çeviri

Euch warnen Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Ich will euch warnen.
Sizi uyarmak için.
Es tut mir leid, ich hab, ich muss euch warnen.
Kusura bakmayın ama sizi uyarmam gerek.
Ich will euch warnen.
Ich bin kein Schauspieler. Nun, ich muss Euch warnen.
Seni uyarıyorum… ben aktör falan değilim.
Ich will euch warnen.
Seni uyarmak için buradayım.
Combinations with other parts of speech
Helena wollte nach Pelagos gehen, aber ich musste Euch warnen.
Helen, Pelagosa gitmek istemisti ama ben sizi uyarmaya mecburdum.
Ich wollte Euch warnen.
Sizi uyarmaya geldim.
Und so muss ich Euch warnen, dass die Lady Catrina nicht das ist, wonach sie scheint.
Size söylemem gerekir ki Leydi Catrina göründüğü kişi değil.
Ich möchte euch warnen.
Sizi uyarmaya geldim.
Ich wollte euch warnen. Eine Sirene ist in der Stadt.
Sizi uyarmaya geldim, kasabada bir Siren var.
Aber ich muss euch warnen.
Ama seni uyarıyorum.
Aber ich muss Euch warnen, denn ich bin eine sehr schlechte Frau.
Ancak sizi uyarıyorum, ben çok ama çok kötü bir kızım.
Aber ich muss Euch warnen.
Ama sizi uyarmak zorundayım.
Ihre Fähigkeiten sind gewaltig, aber ihre Schönheit ist unermesslich. Ich muss euch warnen.
Uyarmam gerek, güçleri muazzam ama güzelliği sonsuzdur.
Ich wollte Euch warnen.
Seni uyarmak istedim.
Ich muss euch warnen, die werden nicht wissen, dass es vorbei ist, bis man die Bombe wirft,… zweimal.
Sizi uyarayım,'' büyük'' ü, hem de iki defa bırakana kadar bittiğini anlamazlar.
Ich wollte euch warnen!
Sizi uyarmaya çalıştım!
Aber ich muss Euch warnen. In die Geburtskammer einzudringen, ist ein Kategorie-B-Verbrechen, strafbar.
Ama sizi uyarmak zorundayım Üreme Odasına girmek B sınıfı bir suçtur ve cezası.
Wir wollen euch warnen.
Sizleri uyarmak istiyoruz.
Muss ich euch warnen, dass mehrfach Bären gesichtet wurden. Ok, bevor wir tiefer in den Wald gehen.
Tamam, ormanın derinliklerine gitmeden önce… sizi uyarmalıyım; bölgede birkaç ayı görülmüş.
Ich wollte Euch warnen.
Sizi uyarmaya çalışıyordum.
Geheimnisse auszuplaudern. unsere Vorstellungen verleiten Zuschauer manchmal dazu… An dieser Stelle muss ich euch warnen.
Sizi uyarmalıyım, şimdi yapacağımız gösteri… seyircilerin sırlarını ağızlarından kaçırmalarına neden olabilir.
Ich wollte Euch warnen.
Ayrıca sizi uyarmak istedim.
Ich muss euch warnen. Schon, aber.
Evet ama… sizi uyarayım.
Charlie möchte euch warnen.
Charlie sizin için bir uyarı olsun.
Ich darf Euch warnen, Lord Corlys.
Sizi uyarıyorum, Lort Corlys.
Wo ist dein Sohn? Ich muss Euch warnen.
Oğlun nerede? Sizi uyarmam gerekiyor.
Ich muss Euch warnen, Mylady.
Sizi uyarmak zorundayım, Leydim.
Wo ist dein Sohn? Ich muss Euch warnen.
Oğlunuz nerede? Sizi uyarmam gerekiyor.
Ich muss euch warnen.- Schon, aber.
Evet ama sizi uyarayım. Ben varım.
Sonuçlar: 43, Zaman: 0.0376

Kelime çeviri

En çok sorulan sözlük sorguları

Almanca - Turkce