Fragil Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Sie ist fragil.
Wie Fragil ist doch unsere Welt.
Ülkemiz ne kadar kırılgandır.Ich bin nicht fragil.
Hassas değilim ben.Sie ist fragil und er ist sensibel.
Sie ist sehr fragil.
Şu anda çok kırılgan.Sie ist noch sehr fragil, wie Miss Sofia nach dem Knast.
Hâlâ çok hassas, Bayan Sofianın hapisten sonraki hâli gibi.Alles ist so fragil.
Her şey o kadar kırılgan.Sobald du rausgefunden hast, wie fragil der menschliche Körper ist, hast du keine Angst mehr vor ihnen.
Bunu yaşamalısın. İnsan vücudunun ne kadar narin olduğunu öğrendikten sonra onlardan korkmayı bırakırsın.Die Frau ist sehr fragil.
Bu kadın çok kırılgan.Aber der Moment ist so fragil wie ein Schmetterlingsflügel.
Ama bu durum, kelebeğin kanatları kadar kırılgan.Die Waffenruhe ist fragil.
Ateşkes çok kırılgan.Kinder sind emotional fragil und verlassen sich darauf, dass ihre Eltern das Fundament ihres Selbstwertgefühls bilden.
Çocuklar duygusal açıdan kırılgandır ve ebeveynlerine, benlik saygılarının temel taşı olduğuna inanmaktadırlar.Das Leben ist so fragil.
Hayat o kadar kırılgan ki.Seien Sie vorsichtig. Sie ist fragil und er ist sensibel.
Kibar ol. Kadın kırılgan ve çocukta biraz hassas.Der Zustand von Jonathan Crane ist fragil.
Jonathan Cranein durumu çok hassas.Ich bin nicht so fragil wie sie.
Ben onun gibi kırılgan değilim.Beziehungen zwischen Menschen sind immer fragil.
İnsanlarla ilişkileriniz hep kırılgan.Iris ist sehr fragil. Nein.
Iris, çok kırılgandır. Hayır.Sie hat in London keine Freunde. Und sie ist sehr fragil.
Londrada hiç arkadaşı yok ve çok narin bir insan.Iris ist sehr fragil. Nein.
Hayır. Iris, çok kırılgandır.Dieser Ort ist gefährlich, aber auch sehr fragil.
Burası baştan aşağı tehlikeli ama aynı zamanda çok hassas.Ein Menschenleben ist fragil, Mrs. Godfrey.
Hayat çok kırılgandır Bayan Godfrey.Unsere Beziehung zu Portugals Regierung ist sehr fragil.
Portekiz hükûmeti ile ilişkimiz son derece kırılgan.Darf ich Sie daran erinnern, wie fragil diese Stätte ist?
Bu alanın ne kadar hassas olduğunu hatırlatmak isterim?Der Eingriff verlief gut, aber Ihre Wirbelsäule ist noch sehr fragil.
Ameliyat iyi geçti ama omuriliğin hâlâ çok hassas.Das Leben ist sehr fragil, Franky.
Hayat çok kırılgandır Franky.Die Arbeit sollte äußerst vorsichtig sein,alle Elemente sind sehr fragil.
Çalışmalar son derece ihtiyatlı olmalı,tüm unsurlar çok kırılgandır.Der globale Frieden ist fragil.
Küresel barış kırılgandır.Das Finanzsystem sei fragil.
Finansal sistem çok kırılgan.Die Mohnkapsel ist sehr fragil.
Haşhaş kapsülü çok narindir.
