GROSSZIEHT ne Demek Turkce - Turkce Çeviri

• yetiştirmek
• büyütmek

Großzieht Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

Ich entscheide, wer ihn großzieht.
Onu kimin büyüteceğine ben karar veririm!

Wenn man Kinder großzieht, gibt man'ne Menge Ratschläge.
İnsan çocuk büyütünce tavsiye vermeye alışıyor.

Ich weiß nicht, wie man ein Kind großzieht.
Çocuk yetiştirmekten ne anlarım ben?

Der Gedanke, dass er Stan großzieht, ist es nicht wert.
Onun Stani büyütme fikri… buna değmez.

Dass ich nur… irgendeine Frau bin, die ihn großzieht.
Ben sadece onu büyüten kadınım.

Er wollte, dass sie dich großzieht, aber du gehörst mir.
Seni yetiştirmek için kendi karısına vermek istedi ama sen benimsin.

Was weißt du, wie man Kinder großzieht?
Sen çocuk yetiştirmek hakkında ne bilirsin ki?

Und wenn dich Bert Hanson großzieht, sind deine Freunde Scheiß-Kerle.
Bert Hanson tarafından yetiştirilince, arkadaşlarımın çoğu sersem kişiler oldu.

Wie man ein Kind ohne Strafe großzieht.
Bir çocuğu cezalandırılmadan nasıl yetiştirmek.

Wenn eine Familie einen Priester großzieht, hofft sie auf den Himmel.
Bir aile papaz yetiştirdiğinde, cennetlik olduklarını sanıyorlar.

Niemand sagte ihnen, wie man Kinder großzieht.
Çocuk yetiştirmeyi kimseden öğrenmediler.

Wenn Sie wissen wollen, wie man Kinder großzieht, sehen Sie sich ihn an.
Hiç görmek istiyorumEğer çocuk yetiştirme nasıl olması gerektiğini, Bu adama bakmak gitmek.

Ich will auch nicht, dass eine andere Frau mein Kind großzieht.
Ben de çocuğumu başka bir kadın yetiştirsin istemem.

Um zu lernen, wie man starke, unabhängige Kinder großzieht und auf sich selbst achtgibt.
Nasıl güçlü, bağımsız bir çocuk yetiştireceğimizi ve kendimize bakacağımızı… öğreneceğiz.

Er ist ein Witwer, der seinen kleinen Sohn Caleb(Chandler Canterbury) großzieht.
O küçük oğlu Calebi( Chandler Canterbury) yetiştiren bir dul.

Was weißt du, wie man Kinder großzieht?
Çocuk büyütmek hakkında ne kadar bilgiye sahipsin?

Ich habe keine Ahnung, wie man eine Tochter großzieht.
Bir kız nasıl yetiştirilir bilmiyorum bile.

Es stimmt, ich weiß nicht, wie man ein Kind großzieht.
Doğru, ben… Ben çocuk yetiştirmeyi bilmem….

Du hast keine Ahnung, wie man ein Kind großzieht.
Çocuk büyütmek için ne gerekir haberin bile yok.

Ich hatte keine Ahnung, wie man euch großzieht.
Sizi nasıl yetiştireceğim hakkında hiçbir fikrim yoktu.

Das ist das Wundervolle, wenn man Kinder großzieht.
Çocuk büyütmenin en güzel yönlerinden biri de bu işte.

Du hattest keinen Schimmer, wie man ein Kind großzieht.
Çocuk yetiştirme hakkında hiçbir bilgin yok senin.

Ich hatte einfach keine Ahnung, wie man ein Kind großzieht.
Bir çocuk büyütmek hakkında hiçbir şey bilmiyordum.

Sie wusste, es wäre besser, wenn dich jemand anders großzieht.
Seni bir başkası büyütürse daha iyi olacağını biliyordu.

Laurie, Las Vegas ist doch kein Ort, an dem man ein Kind großzieht.
Laurie, Las Vegas çocuk yetiştirmek için uygun bir yer değil.

Sie wusste, es wäre besser, wenn dich jemand anders großzieht.
Ama seni başka birisinin yetiştirmesinin… çok çok daha iyi olacağını biliyordu.

Ich will eine Frau mit guter Figur, die Kinder großzieht.
Neymiş bu? Güzel bir vücudu olan, çocuk yetiştirebilecek bir karım olmasını istiyorum.

Und ich… Ich hatte keine Ahnung, wie man ein Kind alleine großzieht.
Bunu da bilememiştim. Ben de, tek başıma bir çocuk büyütebilir miydim, Beceremedi.

Ich sage der Frau nicht, Bei COVID… dass sie ihr Kind ohne Vater großzieht.
Gidip de o kadına, çocuğunu babasız yetiştireceksin diyemem. Uğraşmayın bence.

Das wollte ich Jay ersparen. Ich weiß also, wie es ist, wenn einen ein Vater großzieht, der.
Bu yüzden bir baba tarafından yetiştirilmenin nasıl olduğunu biliyorum.