INFEKTIÖSER ne Demek Turkce - Turkce Çeviri S

Sıfat
bulaşıcı
ansteckend
infektiös
übertragbare
ansteckungsgefährliche
hochansteckend
infektionskrankheiten
nichtübertragbare

Infektiöser Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Infektiöser und toxischer Schock.
Enfeksiyöz ve toksik şok.
Der Hals kann mit infektiöser Mononukleose verletzen.
Boğaz enfeksiyöz mononükleoz ile zarar verebilir.
Medizinische Geräte(mit Ausnahme implantierter und infektiöser Produkte).
Tıbbi cihazlar( implant ürünleri ve enfeksiyon taşıyanlar hariç).
Mit infektiöser Mononukleose;
Enfeksiyöz mononükleoz varlığı ile;
Weltweit sterben jedes Jahr 3-6 Millionen Kinder an infektiöser Gastroenteritis2.
Bulaşıcı gastroenteritis2 hastalığından dünyada her yıl 3-6 milyon çocuk ölüyor.
Konkremente infektiöser Natur(15-20%)- magnesiumhaltige Steine.
Bulaşıcı nitelikteki beton(% 15-20)- magnezyum içeren taşlar.
Häufig wird es als Antiseptikum für entzündliche Prozesse infektiöser Natur eingesetzt.
Genellikle enfeksiyöz bir doğanın inflamatuar süreçlerinde antiseptik olarak kullanılır.
Bei akuter infektiöser Parodontitis ist die Prophylaxe die Gesundheit des Makroorganismus selbst.
Akut enfeksiyöz periodontitte profilaktik, makroorganizmanın kendisinin sağlığıdır.
Die Behandlung zielt in solchen Fällen vor allem auf die Zerstörung infektiöser Partikel ab.
Bu gibi durumlarda tedavi öncelikle enfeksiyöz partiküllerin yok edilmesine yöneliktir.
Für viele Eltern, klingt die Diagnose„infektiöser Mononukleose“ wie ein Blitz aus heiterem Himmel.
Birçok ebeveyn için,'' enfeksiyöz mononükleoz'' tanısı mavi bir cıvata gibi geliyor.
Eine solche Therapie zielt in erster Linie auf die Bekämpfung entzündlicher und infektiöser Prozesse ab.
Bu terapi öncelikle iltihaplı ve enfeksiyöz süreçlerle mücadele etmeyi amaçlamaktadır.
Wenn ein gesundes Kind atmet infektiöser Tröpfchen, Symptome können in zwei bis drei Tagen entwickeln.
Sağlıklı bir çocuk enfeksiyöz damlacıkları soluduğunda, semptomlar iki ila üç gün içinde gelişebilir.
Einige Ärzte empfehlen die Verwendung eines Antibiotikums bei infektiöser Mononukleose nicht.
Bazı doktorlar, enfeksiyöz mononükleoz varlığında antibiyotik kullanılmasını önermezler.
In der Regel kommt der Tod wegen infektiöser Lungenerkrankungen, Sepsis, irreversiblen organischen Hirnschäden.
Kural olarak, enfeksiyöz akciğer hastalıkları, septisemi, geri dönüşümsüz organik beyin hasarı nedeniyle ölüm gelir.
Die Maßnahmen jeder Gruppe von Medikamenten zielten auf die Bekämpfung eines bestimmten Typs infektiöser Mikroorganismen ab.
Her ilaç grubunun eylemleri, belirli tipte bulaşıcı mikroorganizmalarla mücadele etmeyi amaçlamaktadır.
Diät nach infektiöser Mononukleose sollte von 3 bis 6 Monaten beobachtet werden, abhängig von der Schwere der Erkrankung.
Enfeksiyöz mononükleoz sonrası diyet, hastalığın ciddiyetine bağlı olarak 3 ila 6 ay arasında takip edilmelidir.
Die Anwendung von 5 NOK ist indiziert für akute oder chronische entzündliche Prozesse des Harnwegs infektiöser Art.
Enfeksiyöz bir doğanın idrar yolunun akut veya kronik inflamatuar süreçleri için 5 NOK kullanımı belirtilmiştir.
Bei der Behandlung akuter infektiöser Läsionen des Urogenitalsystems ist Canephron ohne die Verwendung von antibakteriellen Medikamenten unwirksam.
Genitoüriner sistemin akut enfeksiyöz lezyonlarının tedavisinde Kanefron, antibakteriyel ilaçlar kullanılmadan etkisizdir.
Manchmal treten diese Störungen aufgrund des Alters oder unter dem Einfluss entzündlicher und infektiöser Erkrankungen auf.
Bazen bu tür ihlaller yaşlanmadan veya enflamatuar ve bulaşıcı hastalıkların etkisi altında meydana gelir.
Allergodil kann auf Empfehlung des behandelnden Spezialisten als komplexe Behandlung infektiöser Läsionen des Auges eingesetzt werden.
Allergodil, uzman doktorun önerisi üzerine bulaşıcı göz lezyonlarının karmaşık bir tedavisi olarak kullanılabilir.
Eine akute Nasopharyngitis bei Erwachsenen und Kindern wird in 80% der Fälle mit saisonalen Erkältungen infektiöser Natur gebildet.
Erişkinlerde ve çocuklarda akut nazofarenjit enfeksiyöz doğanın mevsimsel soğukluğu olan olguların% 80inde oluşur.
Botulismus, Kolibazillose, Salmonellen,Dysenterie- dies ist eine unvollständige Liste infektiöser Läsionen des Gastrointestinaltrakts.
Botulizm, colibacillosis, salmonella,dizanteri- bu gastrointestinal sistemin enfeksiyöz lezyonlarının eksik bir listesidir.
Kleine Hautausschläge an den Händen können bei verschiedenen dermatologischen Erkrankungen infektiöser und nicht infektiöser Natur auftreten.
Ellerde küçük döküntüler, bulaşıcı ve bulaşıcı olmayan bir yapıda çeşitli dermatolojik hastalıklar ile ortaya çıkabilir.
Infektiös oder umweltbedingt?
Bulaşıcı ya da çevresel?
Eindringen von infektiösen Mikroorganismen direkt durch Schädigungen der Haut von Gesäß, Beinen und Füßen.
Enfeksiyöz mikroorganizmaların kalça, bacak ve ayak derisinin zarar görmesi sonucu doğrudan nüfuz etmesi.
Ransomware Viren, die sehr Häufig nutzen Sie E-Mail-Konten, wie der perfekte Verteiler von infektiösen Buchstaben.
Ransomware virüs çok sık bulaşıcı harfleri mükemmel bir distribütör olarak e-posta hesaplarını kullanmak.
Diese Krankheit entwickelt sich oft nach schweren infektiösen und onkologischen Erkrankungen.
Bu hastalık genellikle ciddi enfeksiyöz ve onkolojik hastalıklardan sonra gelişir.
Infektiöse oder virale Peritonitis bei Katzen: Symptome und Behandlung.
Bulaşıcı ya da viral peritonit kedilerde: belirtileri ve tedavisi.
Infektiöse und parasitäre Krankheiten 5,4.
Enfeksiyon ve parasiter hastalıklar 3.9.
Infektiöse oder virale Peritonitis bei Katzen: Symptome und Behandlung.
Kedilerde enfeksiyöz veya viral peritonit: semptomlar ve tedavi.
Sonuçlar: 30, Zaman: 0.0271
S

Infektiöser eşanlamlıları

En çok sorulan sözlük sorguları

Almanca - Turkce