MARSCHIEREN ne Demek Turkce - Turkce Çeviri

• yürüyüş
• yürüyor
• yürüyeceğiz
• hareket
• ilerliyor
• yürüdü
• yürümek
• yürümeli

Marschieren Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

Millionen marschieren.
Milyonlar yürüyor.

Wir marschieren im Morgengrauen los.
Yarın şafakta hareket edeceğiz.

Nazis wollen am 1. Mai marschieren.
STKlar 1 Mayısta yürümek istiyor.

Stunden marschieren, 5 Minuten Pause.
İki saat yürüyüş, 5 dakika mola.

Ich meine, warum muss die Kapelle marschieren?
Yani bando neden yürüyor?

Matt, das Marschieren ist anstrengend?
Matt, yürüyüş zordur, tamam mı?

Sie müssen vielleicht 50 Kilometer marschieren.
Kilometre yürümek zorunda kalabilirler.

Stunden marschieren, 5 Minuten Pause.
İki saat yürüyüş, beş dakika mola.

Diese Stiefel sind fürs Marschieren geschaffen.
Bu botlar yürüyüş için yapıldı.

Tausende marschieren für Trayvon Martin.
New Yorkta yüzlerce kişi Trayvon Martin için yürüdü.

Diese Stiefel sind fürs Marschieren geschaffen.
Bu botlar yürüyüş için yapılmış.

Menschen marschieren für das Equal Rights Amendment 1978- 100.
Kişi Eşit Hak Yasası için yürüdü.

Wahlen in Venezuela: Tausende marschieren für Chávez.
Venezuelada milyonlar Chavez için yürüdü.

Juden und Araber marschieren Schulter an Schulter für eine bessere Zukunft.[…].
Yahudiler ve Araplar, daha iyi bir gelecek için omuz omuza yürüyor.

Menschen, die auf der Straße für Gerechtigkeit marschieren.
Adalet için sokakta yürüyüş yapan insanlar.

In zwei Stunden marschieren wir weiter.
Iki saat içinde hareket ediyoruz.

Die Türken müssen von Kalafat nach Krajowa marschieren.
Türkler Kalafattan Krayovaya yürümek zorunda kalacaklar.

Tausende Menschen marschieren für Gerechtigkeit.
Yüzlerce kişi Adalet için yürüyor.

Neonazis wollen auch dieses Jahr wieder in Dortmund marschieren.
Neonaziler bu yıl da Dortmundda yürüyüş yapacaklar!

Tausende Schotten marschieren für Unabhängigkeit.
Binlerce İskoç bağımsızlık için yürüdü.

Bran sah den Nachtkönig und dessen Armee nach Ostwacht marschieren.
Bran, Gece Kralı ile ordusunun Doğugözcüsüne ilerlediğini görmüş.

Ich hasse das Marschieren im Pulk.
Böyle büyük bir grupla hareket etmekten nefret ediyorum.

Wollen wir Odda aufhalten, müssen wir Tag und Nacht marschieren.
Oddayı durduracak olursak, Gece gündüz yürüyüş yapmalıyız ve dua etmeliyiz.

Ai Weiwei und Anish Kapoor marschieren für Flüchtlinge.
Anish Kapoor ve Ai Weiwei mülteciler için yürüyor.

Mein Stamm muss tausende von Meilen bis zur Hauptstadt Ba Sing Se marschieren.
Bütün kabilem başkent Ba Sing Seye binlerce mil yürümek zorunda.

Wir bilden ein Heer im Norden und marschieren nach London. Baldwin.
Baldwin. Kuzeyde bir ordu kurup Londraya yürüyeceğiz.

Früher oder später müssen sie ihre Stellung aufgeben und quer durch Westeros marschieren.
Nihayetinde konumlarından ayrılıp Westerosun diğer ucuna yürümek zorunda kalacaklar.

Wir bilden ein Heer im Norden und marschieren nach London.
Kuzey Baronları olarak ordumuzu kurup, Londraya yürüyeceğiz.

Eine Gruppe von Männern marschieren durch die Straßen und verletzen sich selbst mit Messern.
Bir grup adam, kendilerini bıçaklarla keserek sokaklarda yürüyor.

Wählen Sie ihre drei Sorten rein konstruktiv: marschieren, schrauben oder falten.
Tamamen yapıcı olarak üç çeşidini seçin: yürüyüş, vida veya katlama.