Wir marschieren Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Wir marschieren weiter.
İlerlemeye devam edeceğiz.Männer von Wessex! Wir marschieren!
Wessex askerleri! Gidiyoruz!Wir marschieren sofort!
Die Zeit wird kommen, wenn wir marschieren.
Vakit geldiğinde harekete geçeceğiz!Wir marschieren heute Nacht.
Bu gece yola çıkıyoruz.Brüder, Väter, Söhne, wir marschieren.
Kardeşler, babalar, oğullar hepimiz yürüdük.Wir marschieren heute Nacht.
Bu gece harekete geçiyoruz.Bereitmachen zum Aufbruch! Wir marschieren nach Süden!
Güneye ilerliyoruz. Yola çıkmaya hazırlanın beyler!Wir marschieren für unsere Rechte!
Haklarımız için yürüyoruz!Bereitmachen zum Aufbruch! Wir marschieren nach Süden!
Yola çıkmaya hazırlanın beyler. Güneye ilerliyoruz.Wir marschieren mit schnellerem Schritt.
Artık daha hızlı ilerliyoruz.Wenn wir nicht tanzen können… dann sollten wir marschieren.
Eğer dans edemiyorsak… o zaman biz de yürürüz.Wir marschieren bewaffnet nach Taro.
Silahlı olarak Taroya ilerliyoruz.Genau durch das Gebiet dieser Lahmärsche. Gehen wir. Wir marschieren zum nächsten Bahnhof.
Bu budalaların Bir sonraki istasyona yürüyoruz, Gidelim. bölgesinin tam ortasından geçerek.Wir marschieren für die Wissenschaft.
Genel olarak bilim için yürüyoruz.Ich sage, wir marschieren zum Rathaus!
Ben belediyeye yürüyüş düzenleyelim diyorum!Wir marschieren! Lasst uns allein.
Gidiyoruz! Bizi yalnız bırakın.Dann müssten wir marschieren. Liebes, komm nicht mit zum Bahnhof.
Bizi yürütürler. Sevgilim yarın gara gelme lütfen.Wir marschieren nach Norden, an die Küste, wo ich dafür sorge.
Kuzeye, sahile doğru yürüyeceğiz, orada emin olmak için.Während wir marschieren, kämpfen wir auch für die Männer.
Wir marschieren zum Sieg, oder wir marschieren ins Verderben.
Ya zafere yürüyeceğiz ya da yenilgiye yürüyeceğiz.Wir marschieren am Ufer entlang nach Delhi und erobern Delhi.
Nehir kıyısından Delhiye doğru yürüyeceğiz ve orayı ele geçireceğiz.Wir marschieren zum Sieg oder wir marschieren, um zu besiegen.
Ya zafere yürüyeceğiz ya da yenilgiye yürüyeceğiz.Wir marschieren, bis das Böse und Dunkle dem Licht der Gerechtigkeit weicht.
Kötü niyet ve karanlık, doğruluğun ışığına yol verinceye kadar yürüyeceğiz.Wir marschieren zum nächsten Bahnhof, genau durch das Gebiet dieser Lahmärsche.
Bir sonraki istasyona yürüyoruz, bu budalaların bölgesinin tam ortasından geçerek.Wir marschieren also blind, mitten in der Nacht, in die Arme eines Gegners, den wir weder kennen noch verstehen?
Teşhis edemediğimiz ve anlayamadığımız bir düşmanın kollarına yürüyoruz yani? Gecenin bir yarısı, kör bir şekilde?Wir marschieren heute in den Dschungel, wo wir etwas suchen und finden werden, das lebenswichtig ist für die Zukunft unseres großen Vaterlands.
Bugün ormana yürüyeceğiz… ve orada anavatanımız için hayati öneme sahip… bir şeyi arayıp bulacağız.Wir marschierten weiter.
Yürümeye devam ettik.Wir marschierten stolz!
Wir marschierten gemeinsam, bekamen gemeinsam Rechte. waren gemeinsam vor Gericht.
Mahkemeye birlikte çıktık, Birlikte yürüdük, hakkımızı birlikte aradık.
