MITHÖREN ne Demek Turkce - Turkce Çeviri

• dinliyor
• duymak
• dinlemek

Mithören Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

Alle mithören.
Herkes dinlesin.

So konnte das FBI mithören.
FBI dinlemiş olabilir.

Mikrofon zum Mithören aus der Ferne.
Uzaktan dinlemek için mikrofon.

Jemand könnte mithören.
Birileri dinliyor olabilir.

Hinterlassen Sie eine Nachricht, Achtung, jemand könnte mithören.
Mesajınızı bırakın ama dikkat edin, biri dinliyor olabilir.

Ich will mithören.
Bunu duymak istiyorum.

Man weiß ja nie, Lumic könnte mithören.
Lumic dinliyor olabilir. Asla bilinmez.

Ich will mithören.
Ben de duymak istiyorum.

Man weiß ja nie, Lumic könnte mithören.
Asla bilinmez. Lumic dinliyor olabilir.

Falls Sie jemanden bei unseren Gesprächen mithören lassen. Damit wir uns hier einig sind.
Birilerinin konuşmamızı dinlemesi ihtimaline karşı şu konuda ne konuşmama izin ver.

Die wollen nicht, dass Sie diese Gespräche mithören.
Bu konuşmaları sizin duymanızı istemiyorlar.

Ich möchte mithören.
Duymak istiyorum.

Zivilisten können keinen Funkscanner kaufen und mithören.
Bir sivilin bunu alıp dinlemesi mümkün değildir.

Sie könnten mithören.
Dinliyor olabilirler.

Das Mikrofon einschalten und die Umgebung des iPhones mithören.
Mikrofonun açın ve iPhoneun çevresi dinlemek.

Gleichzeitig mithören.
Dinlemektir aynı zamanda.

Also was, wir lassen diesen Typ alles mithören?
Ne yani, bu adamın her şeyi dinlemesine izin mi vereceğiz?

Dessler. Alle mithören.
Herkes dinlesin. Ben Dessler.

Das Mikrofon einschalten und die Umgebung des iPhones mithören.
Mikrofonu açmak ve iphone çevresini dinlemek.

Microsoft kann mithören.
Microsoft bizi dinlemiş.

Wenn Navaro jemanden anruft, lassen uns die Wächter mithören.
Eğer Navaro veya ekibi telefon açarsa nöbetçiler öğrenir ve bize dinletir.

Weil die bösen Jungs mithören könnten.
Çünkü kötü adamlar dinliyor olabilir.

Chloe, wir müssen mithören.
Chloe, bunu duymamız gerek.

Konnte er uns Pennys Mörder nichtverraten, weil sie seine Anrufe mithören. Als wir mit Sam telefoniert haben.
Çünkü aramalarını dinlediklerini söyledi. Samle telefonda konuşurken bize Pennyyi kimin öldürdüğünü söyleyemeyeceğini.

Wir wollen die Story mithören.
Hikayeyi duymak istiyoruz.

Ich muss diese Unterhaltung mithören, Señorita.
Bu konuşmayı duymam gerek, señorita.

Gespräche zuhause mithören.
Konuştuklarını evde bir dinle.

Die Jungs wollten mithören.
Çocuklar dinlemek istedi.

Alle Passagiere konnten mithören.
Bütün yolcular bizi dinliyor.

Du musst nicht heimlich mithören.
Beni gizlice dinlemene gerek yok.