Passagier Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Passagier Griffin!
Nächster Passagier, bitte?
Sonraki yolcu, lütfen?Passagier bestätigt.
Yolcu onayladı.Sie töteten einen Passagier.
Passagier ist sicher.
Yolcu güvende.Combinations with other parts of speech
Sıfatlarla kullanım
Isimlerle kullanım
Ich suche einen Passagier, Saanvi Bahl.
Bir yolcuyu arıyorum, Saanvi Bahl.Der Passagier von 12D muss im WC sein.
Dde oturan yolcu ön taraftaki tuvalette olmalı.Wer liest schon ein Buch, das ein Passagier schrieb?
Der Passagier heißt Ian Wood.
Yolcunun adı Ian Wood.Ich hab den Attentäter nicht, aber ich rettete einen Passagier.
Ama trendeki bir yolcuyu kurtardım. Bombacıyı bulamadım.Ein Passagier filmte alles.
Wenn der Zugführer involviert war, kann der Passagier ausgestiegen sein.
Trenin makinisti içerideyse yolcuyu bir şekilde indirmiştir.Neuer Passagier kommt an Bord.
Yeni yolcu gemiye yanaşıyor.Und sehe mich für jeden verantwortlich. Ich kenne jeden Passagier.
Bu trendeki her yolcuyu tanırım ve kendimi her birinden sorumlu hissediyorum.Neuer Passagier kommt an Bord.
Yeni yolcu güverteye geliyor.Man musste nicht sehr schlau sein, um zu erraten, wer der Passagier war.
Yolcunun kim olduğunu tahmin etmek için… gerçekten zeki olmak zorunda değildin.Jeder Passagier wird infiziert.
Tüm yolcular enfekte olacak.Bereits geschlossene Flugzeugtüren müssen für verspäteten Passagier nicht wieder geöffnet werden.
Geç kalan yolcular için kapanmış kapılar açılmak zorunda değildir.Welcher Passagier gefährdet es?
Hangi yolcu onu tehlikeye atıyor?Aber nicht durch den Anschlag. Vor einer Stunde wurde mir berichtet, dass ein Passagier umkam.
Bir saat kadar önce, NTSB bir yolcunun öldürüldüğünü, ancak kaza sonucunca olmadığını bildirdi.Jeder Passagier darf ein Beutel.
Her yolcunun bir poşet hakkı var.Hi. Hallo. Bist du ein Passagier oder von der Crew?
Yolcu musun yoksa mürettebattan mısın? Merhaba. Merhaba?Ein Passagier hatte sich mit einer Flugbegleiterin gestritten.
Bazı yolcular, uçuş ekibiyle tartıştı.Ich will den Passagier und die Kapsel!
İçindeki yolcuyu ve kapsülü istiyorum!Volle Passagier Versicherung bis zu 1.000.000 € von Allianz Versicherung.
Tüm yolcular Allianz tarafından 1.000.000 EUR kadar sigortalıdır.Ich will den Passagier und das Schiff!
İçindeki yolcuyu ve kapsülü istiyorum!Der Passagier hatte Strahlungsverbrennungen im Gesicht.
Mulder, o yolcunun yüzündeki yanıklar dokulara derinlemesine işlemiş radyasyon yanıklarıydı.Jetzt wird dieser Passagier operiert und kämpft um sein Leben.
O yolcu şu an ameliyatta yaşam savaşı veriyor.Dass jeder Passagier das Recht, nur zwei Koffer zu nehmen hat.
Her yolcunun, yanına sadece 2 bavul alma hakkı var.Wenn du Roarke wärst, und einem Passagier einen Flugzeugabsturz anhängen willst, wen würdest du nehmen?
Için yolcuyu suçlamak isteseydin, kimi seçerdin? Roarkeun yerinde olsaydın ve bir uçağı havaya uçurmak?
