Primitives Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Etwas Primitives.
İlkel bir şey.Die Lasarianer sind ein ziemlich primitives Volk.
Ein sehr primitives Volk.
Tek bildiğimiz çok ilkel oldukları.Ein primitives Überlebensrätsel, das Zeit und Zivilisation durchläuft!
Zaman ve medeniyetten geçen ilkel bir hayatta kalma gizemi!!Aber nur recht primitives Werkzeug.
Biraz ilkel bir alet ama.Primitives Leben ist sehr weit verbreitet, intelligentes Leben eher selten.".
İlkel yaşama çok sık rastlanabilir, zeki yaşam ise çok nadirdir.”.Zuerst wurde primitives Leben gewährt.
Önce ilkel yaşam verilmiş.Zu einer Zeit in der Geschichte wurden Rüben als primitives Viagra verwendet.
Tarihte bir zamanlar pancar, ilkel bir viagra olarak kullanıldı.Es ist etwas Primitives und Wunderbares, etwas aus dem Nichts zu machen.
Hiçbir şeyden kurtulmak hakkında ilkel ve harika bir şey var.Wir haben alle ein primitives Gehirn.
Hepimizin ilkel birer beyni var.Primitives Leben ist sehr weit verbreitet, intelligentes Leben eher selten.
( Evrende bu olabilir) İlkel yaşam çok yaygındır ve akıllı yaşam oldukça nadirdir.Er verabscheute primitives Verhalten.
Primitives Leben ist ziemlich häufig und intelligentes Leben ist sehr selten.
( Evrende bu olabilir) İlkel yaşam çok yaygındır ve akıllı yaşam oldukça nadirdir.Und das ist eine art primitives Immunsystem.
Bu da bir çeşit ilkel bağışıklık sistemi.Ich zog in eine Hütte auf dem Berg undbegann ein sehr einfaches, primitives Leben.
Dağdaki bir kulübeye taşındım veçok sade, ilkel bir yaşam sürmeye başladım.Auf Enceladus könnte also primitives Leben existieren.
Enceladusta İlkel Yaşam Olabilir.Denkst du wirklich Zod interessiert sich dafür, was so ein Primitives Wesen glaubt?
Zod sence, senin gibi ilkel bir varlığın düşüncelerini önemser mi?Ich weiß nicht, ein primitives Beobachtungsgerät.
Bilmiyorum, bir çeşit ilkel tarama cihazı sanırım.Diese Raubtiere fallen offenbar in ihr primitives Wesen zurück"?
Bu yırtıcılar, ilkel, vahşi hallerine geri dönüyorlar?Es war ein natürlicher Instinkt, etwas Primitives, etwas, das ein wenig tiefer ging als nur zu spielen oder zu Snowboarden.
Sadece kayak yapmak ya da oynamaktan daha derin bir şey. Doğuştan gelen bir içgüdü gibi, ilkel bir şey.Ich hab keine Ahnung, wie man so was Primitives entschärft.
Böyle ilkel bir silahı nasıl etkisiz hale getireceğimi bilmiyorum.Coxsackievirus ist ein kleines,ziemlich primitives Virus, das einen Anker benötigt, um Zellen zu infizieren und in sie einzudringen.
Coxsackievirus, hücreleri enfekte etmek ve girmek için bir çapa gerektiren küçük,oldukça ilkel bir virüstür.Wenn die Situation etwas Primitives erfordert.
Durum ilkel şeyler yapmamı gerektirirse.Deren Verhalten jeden Moment auf ein primitives Niveau sinken kann. Aber emotional bleiben sie ganz gefährliche Kinder.
Ancak duygusal olarak ilkel hallerine geri dönebilen… ve her an insanlık dışı davranışlar sergileyebilecek tehlikeli çocuklardır.Loong Ta ist ein sehr primitives Dorf.
Loong Ta bu bölgedeki en ilkel köylerden biridir.Angst ist ein starkes und primitives menschliches Gefühl.
Korku güçlü ve ilkel insani bir duygudur.Seither war eine kleine Stadt um sein primitives Fort entstanden.
O zamandan beri ilkel kalesinin etrafında küçük bir kasaba filizlenmişti.Trotzdem könnte es für primitives Leben gereicht haben.
Bu durum ilkel yaşam için uygun olabilirdi.Und wir überlebten unser primitives Atomzeitalter, mein Sohn.
Biz de ilkel nükleer çağdan sağ kurtulduk, oğlum.Der Affenmensch nutzte sein primitives Geschick, um zu fliehen.
Maymun Adam ilkel yeteneklerini kullanarak kaçtı.
Synonyms are shown for the word 
