TRÜB ne Demek Turkce - Turkce Çeviri S

Sıfat
Isim
bulanık
unscharf
trüb
verschwommenes
verschwommen
verwischt
ungenaue
fuzzy
schlammblut
körnig
getrübte
bulanıklaşır
unscharf
trüb
verschwommenes
verschwommen
verwischt
ungenaue
fuzzy
schlammblut
körnig
getrübte

Trüb Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Das Wasser ist trüb.
Su da bulanık!
Äußerst trüb. Was war das?
Çok kasvetli. Bu da ne?
Aber es ist trüb.
Ama bulanık. Peki.
Äußerst trüb. Was war das?
Çok kasvetli. Bu da neydi?
Warum ist das trüb?
Şu neden bulanık?
Es ist trüb, aber es ist sauber.
İçi bulanık ama temiz.
Warum ist es so trüb?
Neden bu kadar bulanık?
Hvammstangi| trüb und nass 55.
Płock| boğucu ve yağmurlu 55.
Das Wasser war sehr trüb.
Su çok bulanıklaştı.
Dein Leben ist trüb und langweilig.
Hayatın sıkıcı ve kasvetli.
Es ist kalt, noch… trüb.
Bu soğuk hala çok kasvetli.
Etwas trüb, winzige Sedimente.
Biraz bulanık. Küçük tortular var.
Zu große Hitze. Zu trüb.
Isı çok yüksekti. Çok bulanık.
Wenn es zu trüb war, haben die Kameras es nicht erfasst.
Eğer ışık çok sönükse bu kameraların yakalamasına imkan yok.
Seine Augen sind diesmal trüb.
Bu sefer bulutlu gözleri var.
Warum das Wasser im Aquarium trüb wird und wie man damit umgeht.
Neden akvaryumdaki su bulanıklaşır ve nasıl başa çıkılır.
Es ist bloß wegen der Kohle so trüb.
Bulanık görünmesinin sebebi sadece kömür.
Urin sieht trüb aus, riecht schlecht oder ungewöhnlich stark.
Bulanık görünen idrar, kokuyor veya olağandışı derecede güçlü.
Sierra One. Die Fenster sind trüb.
Sierra Bir, camlar bulanık. Görüş net değil.
Selbst wenn das Licht trüb ist, kann es die Aufmerksamkeit aller auf sich ziehen.
Işık çok sönük bile olsa yine de herkesin dikkatini çeker.
Die Zukunft dieses Landes ist finster und trüb.
Bu ülkenin geleceği karanlık ve kasvetli.
CBD-Hanföl- dieses Öl ist etwas trüb und hat eine ideale Ölkonsistenz.
CBD kenevir yağı- bu yağ biraz bulanık ve ideal bir yağ kıvamına sahiptir.
Die Dusche funktioniert, aber das Wasser ist etwas trüb.
Duş çalışıyor ama su biraz bulanık.
Zuerst wird das Wasser leicht trüb, dann grün und leicht transparent.
İlk başta, su hafif bulanıklaşır, daha sonra yeşil olur ve hafif şeffaf olur.
Die Dusche funktioniert, aber das Wasser ist etwas trüb.
Duş işe yaradı ama su biraz bulanıktı.
Wenn dieses trüb oder sogar schmutzig erscheint, wird sich auch die weiße Wäsche verfärben.
Bu bulutlu ya da kirli görünüyorsa, beyaz yıkama da renklenir.
Das Wasser hat eine hellblaue Färbung und ist trüb wie Milch.
Rengi bulanık su gibi ve içinde süt kesikleri var.
Roher Honig erscheint trüb oder undurchsichtig, weil er diese zusätzlichen Elemente enthält.
Ham bal bulanık veya opak görünür çünkü bu ekstra elementleri içerir.
Die Zeit hier unten zu verbringen, alles wird etwas trüb.
Burada zaman geçirdikten sonra her şey puslu olmaya başlıyor.
Das Wasser wird trüb, die Wände beginnen zu überwachsen, ein unangenehmer Geruch kann entstehen.
Su bulanıklaşır, duvarlar aşırıya kaçmaya başlar, hoş olmayan bir koku ortaya çıkabilir.
Sonuçlar: 46, Zaman: 0.0513
S

Trüb eşanlamlıları

En çok sorulan sözlük sorguları

Almanca - Turkce