Trockene Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Trockene Luft.
Nein, nur trockene Haut.
Trockene Hände.
Kuru eller.Ziemlich trockene Philosophie.
Oldukça kuru bir felsefe.Trockene Hände. Maggie.
Kuru eller. Maggie.Combinations with other parts of speech
Hol mir ein paar trockene Blätter.
Git kuru yapraklar al.Trockene Augen und Röcheln.
Ich hole euch trockene Sachen.
Sana kuru giysiler getireyim.Der trockene Murad wird gedreht.
Kuru Murad çekilecek.Was? Du brauchst trockene Sachen.
Ne? Kuru kıyafetlere ihtiyacın var.Trockene,… trockene Blätter.
Nein. Eine trockene Sandgrube.
Hayır, bu kuru kum çukuru. -Sakinim.Trockene Gebiete leiden oft unter der physischen Wasserknappheit.
Was? Du brauchst trockene Sachen?
Kuru kıyafetlere ihtiyacın var. Ne?Frisst trockene pflanzliche und tierische Stoffe.
Kurumuş bitkisel ve hayvansal şeyleri yer.Mittlerer Morgen: Trockene Früchte.
Sabah ortası: kurutulmuş meyveler.Das trockene Flussbett findet keinen Dank für sein Gestern.
Kurumuş nehir yatağı, şükredecek bir şey bulamıyor geçmişinde.Die Wüste und das trockene Land sollen sich freuen.
Çöl ve kurak toprak sevinecek.Jetzt, wo du"s sagst, krieg ich auf einmal"ne ganz trockene Kehle.
Sen sudan bahsedince şimdi boğazımda bir kuruluk hissettim.Für trockene Haut!
Kuru ciltler için!Warum hat sich der Mars in eine kalte und trockene Wüste verwandelt?
Neden Mars bugünkü soğuk ve kurak çöle dönüştü?Er hat eine trockene Stelle am linken Unterarm.
Sol kolunun altında bir kuruluk var.Jes 44,3 Denn ich werde Wasser gießen auf das durstige und Bäche auf das trockene Land.
Yşa.44: 3'' Susamış toprağı sulayacak, Kurumuş toprakta dereler akıtacağım.Lilys Ausschlag ist nur trockene Haut. Der Arzt rief an.
Doktor, Lilynin kaşıntısı cilt kuruluğundan dedi.Trockene Gebiete leiden oft unter der physischen Wasserknappheit.
Kurak bölgeler sık sık fiziksel su kıtlığına maruz kalmaktadır.Er denkt, dass die trockene Haut eine Art Muster zeigt.
Kurumuş derinin bir çeşit desen oluşturduğunu düşünüyormuş.Trockene Gebiete leiden oft unter der physischen Wasserknappheit.
Kurak bölgeler sık sık fiziksel su kıtlığından muzdarip olmaktadır.Bäche werden zu Flüssen, trockene Ebenen zu Seen. Millionen von Vögeln.
Dereler nehire, kurumuş ovalar göle dönüşür. Milyonlarca kuş olur.Trockene Haut kann mit hohem Blutzuckerspiegel aus verschiedenen Gründen verbunden werden.
Cilt kuruluğu çeşitli sebeplerle yüksek kan şekeriyle bağlantılır.Mit Schlaganfall steigt der Blutdruck, trockene Mund-, Sprach-und Bewegungskoordination, Paresen auf einer Seite des Körpers.
İnme, kan basıncı yükselir, ağız kuruluğu, konuşma ve hareket koordinasyonu, vücudun bir tarafında parezi.
