VERBREITEN ne Demek Turkce - Turkce Çeviri

• yaymak
• yayabilir
• yayan
• yayıyor
• yayıldı
• yayılabilir
• yaygınlaştırmak
• yayılım
• yayılır
• yayılmış
• yaymaya
• yayılma
• yaymalıyız
• yaydılar
• yayanlar

Verbreiten Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

Verbreiten möchte.
Yaymak istiyor.

Schnelles Verbreiten.
Hızlı yayılım.

Verbreiten dieselben Lügen.
Aynı yalanı yayıyor.

Standard verbreiten.
Standart Yayılım.

Natürlich! Leute, die solche Gerüchte verbreiten.
Elbette! Bu dedikoduları yayan insanlar-.

Alle verbreiten Gerüchte.
Herkes söylenti yayıyor.

Ich möchte sie verbreiten.
Onları yaymak istiyorum.

Gdsmux Ads verbreiten die gleiche Weise.
Gdsmux Ads aynı şekilde yayıldı.

Den Weltkommunismus verbreiten.
Komünizmi dünyaya yaymak.

Wissen verbreiten tut es Nichts für irgendjemanden, mein Freund.
Bilgi yaymak kimseye bir şey yapmaz dostum.

Machthaber wollen Angst verbreiten".
İktidar korku yayıyor”.

Zecken und Mücken verbreiten kardiopulmonale Filariose.
Keneler ve sivrisinekler kardiyopulmoner filariasis yayıldı.

Er wolle seinen Glauben verbreiten.
Inancını yaymak istemektedir.

Dieses Programm nicht verbreiten oder arbeiten als ein Computer-Virus.
Bu program yaymak değil ya da bir bilgisayar virüsü çalışmak.

Wir müssen Sahaja Yoga verbreiten.
Sahaja Yogayı yaymak zorundayız.

Die Verbrechersyndikate verbreiten diese Geschichten zur Einschüchterung.
Suç örgütleri insanları korkutmak için bu hikâyeleri yayıyor.

Man muss die Information verbreiten.
Bilgiyi yaygınlaştırmak gerekir.

Dann grüner Tee Kosmetik verbreiten und jetzt ist es Schokoladencreme!
Ardından yeşil çay kozmetikleri yayıldı ve şimdi de sıra çikolata kremlerinde!

Search. heasymapfinder. net verbreiten.
Search. heasymapfinder. net yayıldı.

Dann grüner Tee Kosmetik verbreiten und jetzt ist es Schokoladencreme!
Ardından yeşil çay kоzmetikleri yayıldı ve şimdi de sıra çikolata krеmlеrindе!

Technologien fördern und verbreiten.
Teknolojiyi Geliştirmek ve Yaygınlaştırmak.

Küchen aus Holz verbreiten eine wohnliche und gemütliche Atmosphäre- kein Wunder.
Ahşaptan yapılmış mutfaklar sade ve rahat bir atmosfere yayıldı- şaşılacak bir şey yok.

Best Practices verbreiten.
En iyi uygulamaları yaygınlaştırmak.

Sie können auch einen Blog starten und das herrliche Evangelium von Jesus Christus verbreiten!
Ayrıca blog başlatmak ve İsa Mesihin şanlı müjdeyi yayılabilir!

Andere Formen auf Intoleranz beruhendem Hass verbreiten, dazu anstiften, sie fördern.
Olmak üzere hoşgörüsüzlüğe dayalı diğer nefret biçimlerini yayan, tahrik eden, teşvik eden.

Fledermäuse können die Infektion viel länger verbreiten.
Yarasalar enfeksiyonu daha uzun süre yayabilir.

Wie? sowie ein elektromagnetisches Feld. Die Wale verbreiten Niedrigfrequenz- Schallwellen, wie ein Sonar.
Nasıl? Balinalar şiddetli düşük frekans titreşimleri yayıyor… sonar gibi… EM alanıyla birlikte.

Ich spreche Worte, die Liebe und Licht verbreiten.
Sevgi ve ışık yayan kelimeler konuşuyorum.

Diese Frage kann die Geschichte die ganze Nacht verbreiten und wird wahrscheinlich viele andere Themen beinhalten.
Bu soru hikayeyi bütün geceye yayabilir ve muhtemelen başka birçok konuyu da içerecektir.

Wie funktioniert news. getmeuncos. com virus verbreiten?
News. getmeuncos. com virüs nasıl yayıldı?