VERRINGERTEN ne Demek Turkce - Turkce Çeviri

• azalmış
• azalttı
• azaltılmış
• azalır

Verringerten Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

Die Fische verringerten.
Balıklar Küçüldü.

Durch den verringerten Sauerstoff entstehen Kopfschmerzen.
Oksijenin azalması baş ağrılarına neden olur.

Es hängt auch mit der Langlebigkeit und dem verringerten Krebsrisiko zusammen.
Ayrıca uzun ömürlülük ve kanser riskini azaltma ile bağlantılı olmuştur.

Einfach, mit verringerten Produktionskosten zu verarbeiten;
Azaltılmış üretim maliyeti ile işlemek için kolay;

Fokussierte Aufmerksamkeitsmeditationen und Yoga verringerten die Kortisolwerte.
Odaklanmış dikkat meditasyonları ve yoga, kortizol ölçümlerini azalttı.

Sie kann einen verringerten Appetit haben und sich nicht wie üblich putzen.
İştahı azalmış olabilir ve her zamanki gibi kendini giydirmeyebilir.

Mit allen Mitteln dieses Erdbeben ist extrem gefährlich, auch mit der verringerten Größe.
Tüm demektir bu deprem bile azalmış büyüklüğü ile, son derece tehlikelidir.

Blutungen(aufgrund der verringerten Gerinnungsproteine).
Kanama( azalmış pıhtılaşma proteinleri nedeniyle).

Urteil des Templers‘ verursacht im PvP jetzt den vollen Schaden(vorher um 30% verringerten).
Templars Verdict artık PvP durumlarında tam hasar veriyor(% 30 düşüktü).

Passiv: Amumu erleidet um 2/4/6/8/10 verringerten Schaden durch normale Angriffe.
Pasif: Amumunun fiziksel saldırılardan aldığı hasar 2/4/6/8/10 azalır.

Trotz des verringerten Energiebedarfs ist eine gute Ernährung auch für ältere Erwachsene essentiell.
Azalan enerji ihtiyacına karşın iyi beslenme, daha yaşlı yetişkinler için hâlâ elzemdir.

Die niedrigeren Treibstoffzuschläge verringerten das Umsatzwachstum um rund 120 Basispunkte.
Düşük yakıt ek ücretleri gelir büyümesini yaklaşık 120 baz puan azalttı.

Unter den verringerten Transkripten im MOTORkortex von MS gehörten 26 zur Elektronentransportkette(B).
MS Motor korteks azalan transkriptler arasında, yirmi altı elektron taşıma zinciri( B) aitti.

Genipin Vernetzung des L-PRF Membranen verringerten Abbau um fast 60%(Figur 5).
L-PRF membran Genipin çapraz bağlama yaklaşık 60%( Şekil 5) tarafından bozulmasını azalmıştır.

Ergebnisse zeigten an, dass wöchentliche Einspritzungen des Hormons Bundweite und Körpergewicht verringerten.
Sonuçlar, hormonun haftalık enjeksiyonlarının bel boyunu ve vücut ağırlığını azalttığını gösterdi.

Niedrigere Treibstoffzuschläge verringerten das Umsatzwachstum um rund 170 Basispunkte.
Düşük yakıt ek ücretleri gelir büyümesini yaklaşık 170 baz puan azalttı.

Eine unsachgemäße Entfernung gibt einen künstlich erhöhten oder verringerten Blut fließen Messwert.
Uygunsuz bir mesafe bir yapay olarak artan veya azalan kan akışı okuma verir.

Hatha Yoga und Widerstandsübungen verringerten Depressionssymptome auf einem ähnlichen Niveau.
Hatha yoga ve direnç egzersizi aynı düzeyde depresyon belirtilerini azalttı.

Urteil des Templers' und'Göttlicher Sturm' fügen gegnerischen Spielern jetzt nicht mehr verringerten Schaden zu.
Templars Verdict ve Divine Storm artık düşman oyunculara düşürülmüş hasar vermeyecek.

Niedrigere Treibstoffzuschläge verringerten das Umsatzwachstum pro Paket um rund 140 Basispunkte.
Düşük yakıt ek ücret oranları paket başına gelir büyümesini 140 baz puan civarında azalttı.

Dies allein kann zu einer Verzögerung der Schlafenszeit und einer verringerten Gesamtschlafzeit führen.
Bu tek başına yatma zamanında bir gecikmeye ve toplam uyku süresinin azalmasına neden olabilir.

Kohlebetriebene Motoren verringerten drastisch die Abhängigkeit der Hersteller von menschlichen Arbeitern.
Kömürle çalışan motorlar, üreticilerin insan işçilere olan bağımlılığını büyük ölçüde azalttı.

AI aktiv hemmen den aromatase Prozess und werden die verringerten Serumöstrogenniveaus sehen.
AI, aromataz sürecini aktif olarak inhibe eder ve serum estrojen seviyelerinin azaldığını görecektir.

Die Ergebnisse zeigten, dass wöchentliche Hormoninjektionen die Taillengröße und das Körpergewicht verringerten.
Sonuçlar, hormonun haftalık enjeksiyonlarının bel boyunu ve vücut ağırlığını azalttığını gösterdi.

Senkten wir den Energieverbrauch um 11 Prozent und verringerten den Emissionsausstoß um 15 Prozent.
Yılında enerji tüketimini% 11, emisyonları da% 15 oranında azaltmayı başardık.

Die Krankheit entwickelt sich aufgrund der Einnahme des Herpesvirus Typ 8 vor dem Hintergrund einer verringerten Immunität.
Hastalık, herpes virüsü tip 8in, azalan bağışıklık arka planına karşı yutulması nedeniyle gelişir.

Die jüngste Studie zur Analyse der Auswirkungen einer verringerten Fleischaufnahme berücksichtigte die Auswirkungen auf Menschen mit Diabetes.
Azaltılmış et alımının etkilerini incelemek için yapılan en son çalışma, diyabetli insanlar üzerindeki etkisini değerlendirdi.

Da sich die relativen Wettbewerbsvorteile von Ländern schnell verschieben führt dies direkt zu einem verringerten Wettbewerbsvorteil.
Ülkelerin nispi rekabetçi avantajları hızla değiştikçe, bu durum doğrudan rekabet avantajını azaltmaktadır.

Laut einer in der Zeitschrift Aging veröffentlichten Tierstudie verringerten tägliche Injektionen von Oxytocin die Nahrungsmenge, die die Probanden aßen.
Journal dergisinde yayınlanan bir hayvan çalışmasına göre, günlük oksitosin enjeksiyonları, hastaların yedikleri gıda miktarını azalttı.

Verwendet für gutartige Prostatahyperplasie; jedoch erhöht sie das Risiko der erektiler Dysfunktion und des verringerten sexuellen Verlangens.
Iyi huylu prostat hiperplazisi için kullanılır; Bununla birlikte, erektil disfonksiyon riskini ve cinsel isteği azaltıyor.