VOLLBRACHT ne Demek Turkce - Turkce Çeviri S

Fiil
yaptık
machen
tun
bauen
haben
unternehmen
herstellen
antun
durchziehen
herstellung
schaffen
Birleşik fiil

Vollbracht Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Es ist vollbracht.
İş oldu.
Die Hälfte der Fall ist vollbracht!
Davanın yarısı zaten yapıldı!
Es ist vollbracht.
Oldu işte.
Vollbracht, und gebetet hat sie wirk-.
Tekbir aldı ve namazı kıldırdı.
Es ist vollbracht.
Oldu bitti.
Combinations with other parts of speech
Isimlerle kullanım
Von Leid und Schlechtigkeit vollbracht.
Keder ve şanssızlık anlamlarındadır.
Es ist vollbracht.
Bunu istiyordunuz ve oldu işte.
Wer hat dies gewaltig Werk vollbracht.
Her kim yaptı ise, büyük bir iş yaptı.
Captain vollbrachte eine erstaunliche Tat!
Yüzbaşı harika bir şey yaptı!
Da. Es ist vollbracht.
İşte, oldu bile.
Vollbracht, DER die Kraft und die Macht über alle Dinge besitzt.
Kàdir: güç ve kudret sahibi, her şeye gücü yeten.
Mission vollbracht.
Görev tamamlandı.
Wie sühnen wir, was wir an euch vollbracht?".
Biz size ne yaptık ki siz bize bunları yapıyorsunuz?”.
Dann ist es vollbracht, Ra's.
Artık tamam, Ras.
Aber du hast etwas ganz Außergewöhnliches vollbracht.
Senin için zor olduğunu biliyorum… ama olağanüstü bir şey yaptın.
Lord, es ist vollbracht.
Lordum, oldu bu iş.
Dafür hat er sein Leben für uns gelassen und für unsere Freiheit alles vollbracht.
Annemiz bizim için herşeyi yaptı hayatını bize adadı.
Dann ruft Jesus aus:„Es ist vollbracht!“(Johannes 19:30).
İsa,“ İşte tamamlandı!” diye haykırdı( Yuhanna 19:30).
Die achte erfolgreiche Marslandung der NASA ist vollbracht.
NASAnın Marsta gerçekleştirdiği sekizinci iniş görevi de başarılı oldu.
Jetzt ist die Arbeit vollbracht und zu einer wirklichen Augenweide geworden!
Tam el emeği göz nuru bir şeye dönüştü!
Und, nun, Mission vollbracht.
Ve görev tamamlandı.
Wenn dieser Schritt vollbracht ist, sollten Sie versuchen, Ihre Dateien zurück.
Bu adım başarılı olduğunda, geri dosyaları almak için çalışmalısınız.
Next PostEs ist vollbracht.
Next postaşk tamamlanmakmış.
Wer so großes vollbracht, hat nun auch das Recht, an die deutschen Arbeiter eine ernste Mahnung zu richten.
Böylesine büyük işler başaran kişi, Alman işçilerine ciddi bir öğütte bulunma hakkına sahiptir.
Wir haben Gottes Arbeit vollbracht.
Bugün Tanrının işini yaptık.
Was das Vollbrachte irrational macht, weil er rationalisierte, dass Jared keine eigenen rationalen Entscheidungen.
Yaptığı şey mantıksızdı… çünkü Jaredin mantıklı karar… almamasına kendince kılıf uyduruyor.
Dann habe ich heute wenigstens eine gute Tat vollbracht.
Bugün en azından bir tane düzgün bir şey yapmış olayım.
Bei Morgengrauen ist die Zwergentat vollbracht und meine Seele auf ewig verdammt.
Sabah olduğunda bu kötü halledilmiş olacak ve ruhum lanetlenecek.
Ich bewundere sehr, was Ihr Verein diese Saison vollbracht hat.
Takımınızın bu sezon yaptıklarını ne kadar takdir ettiğimi anlatamam.
Er hat niemals aufgegeben und letztendlich hat er viel mehr Gutes als Schlechtes vollbracht.
Devam etti. Sonunda yaptığı iyilik verdiği zarardan fazlaydı.
Sonuçlar: 30, Zaman: 0.0456

"vollbracht" nasıl bir cümlede kullanılır

Hat bei mir Wunder vollbracht tashwai gefällt das.
Die Planung ist vollbracht nun folgt die Ausführung.
Als es vollbracht war, riss sich Cay los.
In knapp drei Wochen wird es vollbracht sein.
Bereits heute muss eine logistische Höchstleistung vollbracht werden.
dem nervliche Anspannung solcher Weile vollbracht abgefüllt wurde.
Was er vollbracht hat und immer noch vollbringt.
Minute frei vor SVW-Keeper Vollbracht eine hundertprozentige Chance.
Der Hauptteil ist vollbracht und hat gut funktioniert.
Wie ist das Bild, wenn alles vollbracht ist?
S

Vollbracht eşanlamlıları

En çok sorulan sözlük sorguları

Almanca - Turkce