VORRANGIG ne Demek Turkce - Turkce Çeviri

• öncelikli
• ağırlıklı olarak ilk
• en

Vorrangig Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

Vorrangig und.
Öncelikli ve.

Das ist vorrangig.
Öncelikli görevimiz bu.

Vorrangig ist.
Öncelikli şarttır.

Doch die vorrangig.
Ancak, öncelikli olan.

Vorrangig erscheint.
Öncelikli gözüküyor.

Die sind für mich vorrangig.
Benim için onlar öncelikli.

Vorrangig erschaffen.
Öncelikli kılmıştır.

Die Patienten werden vorrangig.
Bu hastalar öncelikli olacaklar.

Vorrangig ist geeignete.
Uygun olması öncelikli.

Nun ja… Zumindest nicht vorrangig.
Yani önceliğimiz bu değil tabii.

Vorrangig." Was ist da drin?
Öncelikli, içinde ne var?

Was ist für euch vorrangig?
Sizin için hangi konular önceliklidir?*?

Kindern vorrangig zu bedienen.
Çocuklara öncelikli hizmet.

Wir werden Ihre Anfrage als vorrangig betrachten.
Sorgunuzu öncelikli olarak göreceğiz.

Vorrangig aber bei Samsung Devices.
Ancak öncelik Samsungun cihazlarında.

Fokussiert sie vorrangig auf das Gesicht.
İlk önce yüzüne odaklanalım.

Vorrangig im Spühldienst mit unterstützen.
Öncelikli kazazede ile işbirliği sağla.

Grundsätzlich als vorrangig anzusehen wäre.
Öncelikli olarak göz önüne alınacaktır.

Vorrangig wird in die 3. und 4. Klassen gegangen.
Ve 4. sınıflara öncelik verilecektir.

Meine Beziehung zu Jean war immer vorrangig.
Jeanle ilişkim her zaman benim önceliğim oldu.

Vorrangig wollte ich mich auf den Unterricht konzentrieren.
Öncelikle derslere konsantre olmaya çalışıyorum.

Denkt daran, dass Geometrie und Symmetrie vorrangig sind.
Unutma, geometri ve simetri öncelikli olacak.

Epilepsien werden vorrangig mit Medikamenten behandelt.
Epilepsi tedavisi öncelikli olarak ilaçlar ile yapılır.

Vorrangig haben die Deutschen diese Rasse als Vorstehhund eingesetzt.
Bir anlamda Almanlar bu köpek ırkını orjinal ismiyle kabul ettiler.

Für diese Aufgabe sollten sich vorrangig Muslime bewerben.
Bu göreve öncelikle Müslümanların talip olması gerekir.

Vorrangig, sicher, einfach, unterhaltsam und für jedermann erschwinglich.
Öncelikli, güvenli, kolay, eğlenceli ve herkes için uygun fiyatlı.

Spanien und Portugal stehen vorrangig auf dem Programm.
İspanya ve Portekiz bu programda en önde gelen ülkelerdendir.

Da die Seiten von Korbwiegen im Allgemeinen niedrig sind, muss Sicherheit vorrangig sein.
Bassetlerin kenarları genellikle düşük olduğundan, güvenlik öncelikli olmalıdır.

Die Minister haben Angst, vorrangig um ihre Posten. Wir regeln das.
Esasen kendi konumları için. Bakanlar bugün paniklemişti.

Die Person, die meiner Meinung nach hierzu im Bereich des Gesundheitswesens die beste Arbeit zur Erschaffung eines Systems in einem sehr armen Gebiet geleistet hat, ist Dr. Paul Farmer, der, wie viele von Ihnen wissen, nun seit 20 Jahren mit seiner Gruppe"Partners in Health" vorrangig in Haiti arbeitet, wo sie begannen. Aber sie arbeiteten auch in Russland, in Peru und an anderen Orten weltweit.
Benim nazarımda, sağlık hizmetleri alanında en iyi işi başaran kişi, çok yoksul bir bölgede, bir sistem kurmayı başarmış olan Dr. Paul Farmerdır. Kendisini tanıyorsunuz,'' Partners in Health'' adındaki grubuyla ağırlıklı olarak ilk başladığı yer olan Haitide 20 yıldır çalışmalarını sürdürüyor. Ancak, aynı zamanda Rusyada, Peruda ve dünyanın başka yerlerinde de çalışmışlardır.

"vorrangig" nasıl bir cümlede kullanılır

Die Sammlungen dienen vorrangig wissenschaftlichen Zwecken.

Dies soll vorrangig durch Vorruhestandsregelungen geschehen.

Die Finanzierung erfolgt vorrangig durch Trassenpreise.

Sie verfolgen vorrangig ökonomischerfolgsstrategische Zwecke (vgl.

Oder vorrangig nur die gemeinsamen Kinder?

Vorrangig suchen wir ein Mehrfamilienhaus bzw.

Auch Geschwisterkinder werden hiernach vorrangig aufgenommen.

Wir berichten vorrangig über die Seniorenrennen.

Mitglieder der Akademie werden vorrangig aufgenommen.

Dies betrifft vorrangig Windenergie und Photovoltaik.