Wertlos Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Ja. Wertlos.
Evet.- Değersiz.Ich bin nicht wertlos.
Ben değersiz değilim.Nicht wertlos, aber von anderem Wert.
Değersiz değiller. Ama başka bir değer.Sie sind wertlos.
Bahçeler değersiz.Er sagte, unsere Schule und unsere Eltern seien wertlos.
İnsanlar da tercüme ediyor
Sind wertlos!
Sen değersizsin!Er hält sie für wertlos.
Hier ist er wertlos, aber in San Francisco gibt's tausend Dollar.
Buralarda değeri yok. Ama San Franciscoya götürürsen bin dolar nakit verirler.Gold ist wertlos.
Altın bir işe yaramaz.Die Menschen, die zurzeit sterben, sind völlig wertlos.
Şu an öldürülen insanların hiç değeri yok.Du bist wertlos.
Sen değersizsin.- Bir düşünsene.Damit ist sie für Betrüger wertlos.
Dann ist ihre Geschichte entweder wertlos oder sie lügt, was den Preis betrifft.
O zaman ya haberi işe yaramaz ya da ücreti hakkında yalan söylüyor.Der Schlüssel ist wertlos.
Anahtar işe yaramaz artık!Darum sind ihre Handlungen wertlos geworden, und nicht wird ihnen erhoben am Tage der Auferstehung Gewogenes.
Bundan dolayı yaptıkları işler boşa çıkarıldı ve kıyamet günü onlara hiç bir değer verilmeyecektir.Praktisch wertlos.
Pratik olarak değersiz.Das sind keine Gläubigen.Gott macht ihre Werke wertlos.
İşte bunlar iman etmediler deAllah amellerini boşa çıkardı.Teuer und wertlos.
Neun von zehn Insassen sind moralisch haltlos und menschlich wertlos.
On mahkûmdan dokuzu ahlaken güvenilmez ve insani değeri yok.Sie sind wertlos.
Değersiz olduğumuzu düşünüyorlar.Wenn sie dank dessen leben, dann ist das Leben wertlos.
Bu sayede hayattaysalar öyleyse hayat çok değersiz.Wir brauchen Bebe Wertlos nicht.
Bu değersiz bebeye ihtiyacımız yok.Das Land war tatsächlich wertlos.
Definitionen sind für die Wissenschaft wertlos, weil stets unzulänglich.
Bilim açısından tanımlamalar değersizdir; çünkü, bunlar hep yetersizdirler.Ohne den ist die Eintrittskarte wertlos.
Onsuz bilet bir işe yaramaz.Gold ist jetzt wertlos.
Altın artık değersiz.Sehen Sie! Für mich ist es nicht wertlos.
Benim için değersiz değil. Bakın.Und für ein solches Programm wertlos, gefährlich?
Ve böyle bir işe yaramaz, tehlikeli program?Denk daran, für dich ist ihr Freund wertlos.
Unutma, senin için erkek arkadaşının değeri yok.Dein Sohn war nichts als ein leeres Tongefäß, wertlos, bis es gefüllt wird.
Oğlun boş bir çamur kavanozuydu… doldurulana kadar değersizdi.
