WISSET ne Demek Turkce - Turkce Çeviri S

Wisset Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

{-}
  • Ecclesiastic category close
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Aufdaß ihr aber wisset.
Halbuki siz bilirsiniz ki.
Wisset ihr es besser oder Allah?
Siz mi yoksa Allah mı daha iyi bilir?
Auf daß ihr aber wisset.
( Kaldı ki) siz( gerçeği) biliyorsunuz.
Wisset, dies ist das Dorf Yagyu!
Bizlerin Yagyu olduğumuzu biliyorsun.
Und Allah weiß, doch ihr wisset nicht.
Siz bilmeseniz de ALLAH bilir.
So wisset, dass Allah Allverzeihend.
Öyleyse bilin ki, Allah bağışlayandır.
Und Allah weiß, doch ihr wisset nicht.
Siz bilmezsiniz ama Allah bilir.
Wisset, Freunde. Im Hades ist es feucht.
Hades ıslak. Şunu iyi bilin dostlarım.
Allah weiß, ihr aber wisset nicht.
Siz bilmeyebilirsiniz; ama ALLAH bilir.
So wisset, daß Allah Allvergebend, Barmherzig ist.
Bilesiniz ki ALLAH Bağışlayandır, Rahimdir.
Meine Herrn undedle Freunde, wisset um meine Absicht.
Lordlarım ve dostlarım,niyetimizi bilin.
Und wisset, daß Allah mit den Gottesfürchtigen ist.“.
Ve bilin ki Allah, sakınanlarla beraberdir.
Und fürchtet Allah und wisset, daß ihr vor Ihm.
Bir de Allahdan korkun ve bilin ki siz, şüphesiz Ona.
So wisset, daß Allah Allvergebend und Barmherzig ist.
Biliniz ki Allah, bağışlar ve merhamet eder.
Bis ihr aufgerufen,beim Namen aufgerufen werdet und wisset.
Çağırdığınız zaman gelir veadını çok iyi bilir.
Wisset, daß Allah die Erde nach ihrem Tode belebt.
Bilin ki Allah yeryüzünü ölümünden sonra diriltir.
Und fürchtet Allah und wisset, daß Allah euer Tun sieht.
Allahtan korkun ve bilin ki Allah ne yaparsanız görür.”.
Wisset, daß Allah die Erde nach ihrem Tode belebt.
Biliniz ki Allah yer yüzünü ölümünden sonra diriltir.
Und fürchtet Allah und wisset, dass ihr ihn Treffende seid.
Bir de Allahdan korkun ve bilin ki siz, şüphesiz Ona.
Wisset ihr nicht, daß euch der Tag und uns die Nacht gehört?
Bizim işin gecesi gündüzü olmaz sizlerde biliyorsunuz.
Und fürchtet Allah und wisset, daß ihr Ihm begegnen werdet.
Bir de Allahdan korkun ve bilin ki siz, şüphesiz Ona kavuşacaksınız.
Und wisset, ein Mörder kann das Licht und das ewige Leben erlangen.
Ve hiçbir katilin sonsuz yaşama sahip olmadığını bilirsiniz.
Daher"Kämpfet für Allahs Sache und wisset, dass Allah allhörend, allwissend ist.".
O halde Allah yolunda çarpışın ve bilin ki Allah, her şeyi işitir ve bilir.
Und wisset dies… Doctor, Donna. Ihr werdet niemals vergessen werden.
Şunu biliyorum, Doktor, Donna, hatırlardan asla çıkmayacaksınız.
So sollt ihr Allah keine Gleichnisse prägen. Gewiß,Allah weiß, und ihr wisset nicht.
Öyleyse, ALLAHa örnekler vermeyiniz;siz bilmezken ALLAH bilir.
Und wisset, daß euer Glaube, wenn er rechtschaffen ist, Geduld wirkt.
Çünkü bilirsiniz ki, imanınızın sınanması dayanma gücünü yaratır.
Kehrt ihr euch jedoch von ihm ab, dann wisset, daß Unserem Gesandten nur die deutliche Verkündigung obliegt.
Yüz çevirirseniz bilesiniz ki elçimize düşen görev, açıkça bildirmektir.
Wisset, daß Allahs ist, wer immer in den Himmeln und wer immer auf der Erde ist.
Haberiniz olsun; şüphesiz göklerde kim var, yerde kim var tümü Allahındır.
Bei Allah, ihr wisset doch, daß wir nicht gekommen sind, um Unheil.
Allaha andolsun ki; siz de biliyorsunuz biz burada fesat çıkarmak için gelmedik.
Wisset, daß über Allahs Freunde keine Furcht kommen wird, noch werden sie traurig sein.
Bilesiniz ki, Allahın dostlarına korku yoktur; onlar üzülmeyecekler de.”.
Sonuçlar: 262, Zaman: 0.0597

En çok sorulan sözlük sorguları

Almanca - Turkce