ZEIT MITEINANDER VERBRINGEN ne Demek Turkce - Turkce Çeviri

• birlikte zaman geçirmeliyiz
• birlikte vakit geçirmek
• zaman geçirebiliriz

Zeit miteinander verbringen Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

Zeit miteinander verbringen.
Birlikte zaman geçirebiliriz.

Wir sollten Zeit miteinander verbringen.
Zaten birlikte zaman geçirmeliyiz.

Zeit miteinander verbringen könnten.
Biraz vakit geçiririz diye umuyordum.

Wir sollten doch Zeit miteinander verbringen.
Birlikte vakit geçirmemizi istedin.

Ich fände es nett, wenn wir außerhalb der Arbeit etwas Zeit miteinander verbringen.
İş haricinde de biraz birlikte vakit geçirmek güzel olur diye düşündüm.

Lass und Zeit miteinander verbringen.
Şimdi vakit geçirelim.

Wir sind lediglich zwei Familien, die etwas Zeit miteinander verbringen.
Beraber vakit geçiren iki aileyiz sadece.

Wir sollen Zeit miteinander verbringen.
Birlikte vakit geçirmemizi istedin.

Ich weiß, ich sagte dir, dass wir mehr Zeit miteinander verbringen.
Sana birlikte vakit geçireceğimizi söylemiştim, biliyorum.

Wir wollen Zeit miteinander verbringen.
Beraber zaman geçirmek için buradayız.

Wir sollten außerhalb des Labors mehr Zeit miteinander verbringen.
Belki laboratuvar dışında daha fazla vakit geçirebilmiş olsaydık.

Wir können Zeit miteinander verbringen, etwas übers Geschäft lernen.
Beraber zaman geçirmek için bir şans bu.

Sie und ich sollten etwas Zeit miteinander verbringen.
Biraz birlikte vakit geçirmeli, birbirimizi tanımalıyız.

Möchten Sie Zeit miteinander verbringen, ein Basketball- oder Baseball-Team unterstützen?
Birlikte vakit geçirmek, basketbol veya beyzbol takımını desteklemek ister misiniz?

Ich dachte, wir könnten etwas Zeit miteinander verbringen.
Birilikte biraz zaman geçerebileceğimizi düşünmüştüm.

Und ihr könntet Zeit miteinander verbringen. Das würde sie davon ablenken, an Roger zu denken.
Av sayesinde Rogerı aklından çıkarabilir ve… ikiniz birlikte zaman geçirmiş olursunuz.

Deine Mutter meinte, wir sollten mehr Zeit miteinander verbringen.
Annen beraber vakit geçirmemizin iyi olacağını düşündü.

Wir sollten mehr Zeit miteinander verbringen, meinte ich Grillfeste und nicht das Befragen verdächtiger Personen.
Birlikte daha çok zaman geçirelim derken… aile barbeküsü demek istemiştim, şüphelileri birlikte sorgulamayı değil.

Denn gerade heute sollten wir Zeit miteinander verbringen, egal.
Çünkü özellikle bu gece birlikte vakit geçirmemiz gerekiyor.

Ich habe nachgedacht und ich finde, wir 3 sollten sowieso mehr Zeit miteinander verbringen.
Biliyor musun? Zaten, üçümüzün birlikte zaman geçirmesi gerektiğini düşünüyordum.

Nur weil sie Zeit miteinander verbringen?
Birlikte zaman geçirdiğiniz için mi?

Neue Dinge zusammen, die Sie beide lieben und Zeit miteinander verbringen.
İkiniz de sevdiğiniz ve birbirinizle vakit geçirdiğiniz yeni şeyler yapın.

Wir sollten Zeit miteinander verbringen.
Birlikte zaman geçirmemiz bizim için çok önemli.

Wir verstehen uns besser, wenn wir weniger Zeit miteinander verbringen.
Birlikte çok zaman geçirmezsek daha iyi anlaşırız diye düşünüyorum.

Du sagst doch immer, wir sollten mehr Zeit miteinander verbringen und, nun, hier sind wir alle.
Bakın, siz her zaman nasıl beraber vakit geçirebileceğimiz hakkında… konuşuyordunuz ve şimdi hepimiz buradayız.

Schulen sind Orte, an dem sich ganz unterschiedliche Persönlichkeiten treffen und viel Zeit miteinander verbringen.
Okul ortamları, pek çok farklı çocuğun bir araya geldiği ve birlikte vakit geçirdiği yerlerdir.

Vielleicht, indem wir Zeit miteinander verbringen.
Belki de birlikte biraz zaman geçirebiliriz.

Der Hintergrund kann zum Beispiel auf Fotos Ihres Lieblingsorts basieren, an denen Sie gerne Zeit miteinander verbringen.
Örneğin, arka plan, birlikte vakit geçirmeyi sevdiğiniz en sevdiğiniz yerin fotoğraflarına dayanabilir.

Da können wir etwas Zeit miteinander verbringen.
C& 00FFFF&} Bize birlikte zaman geçirme şansı verecek.

Du hast gesagt, wenn sie weg ist, könnten wir mehr Zeit miteinander verbringen.
Gittiği zaman birlikte daha çok zaman geçirebiliriz demiştin.