BUG ne Demek Turkce - Turkce Çeviri

• böcek
• bug
• hata
• vosvos
• dinleme cihazı
• rahatsız
• mikrobu
• böceği
• böceğim
• böceğin
• hatayı
• hatası
• dinleme cihazını
• hatanın
• vosvosu
• mikrobun

Bug Ingilizce kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

Bug us not.
Bizi rahatsız etme.

We wash the bug out.
Mikrobu yıkayarak atıyoruz.

This bug, it's in the wire.
Bu dinleme cihazı, kabloda.

Shouldn't that bug you?
Bu seni rahatsız etmiyor mu?

Bug, you're going the wrong way. Di.
Di… Böceğim, yanlış yöne gidiyorsun.

Get that bug for Tawnia?
Tawnia için dinleme cihazı aldın mı?

We are working to fix this bug.
Bu hatayı düzeltmeye çalışıyoruz.

Di… Bug, you're going the wrong way.
Di… Böceğim, yanlış yöne gidiyorsun.

I will give you 50 for the Bug. Hmm.
Hmm. Vosvos için 50 dolar veriyorum.

Oh, yeah, the Bug.- The Volkswagen.- Herbie?
Oh, evet, Vosvos.- Herbie?- Volkswagen?

I will give you 50 for the Bug. Hmm.
Vosvos için 50 dolar veriyorum.- Hmm.

Not even a bug. I am the dung of a bug!
Böceğim ben. Böcek bile değilim!

We are going to have to iron that bug out.
Bu hatayı düzeltmek zorunda kalacağız.

Did you hear what the bug said to the windshield?
Böceğin ön cama ne dediğini duymuş muydun?

The Volkswagen.- Herbie? Oh, yeah, the Bug.
Oh, evet, Vosvos.- Herbie?- Volkswagen.

Your timbre will bug him. Not you.
Ses tonun onu rahatsız eder. Sen değil.

Bug, I wanna… I wanna show you something, okay?
Böceğim, sana bir şey göstereceğim, tamam mı?

Couple more cases of that stomach bug. Yeah.
Birkaç mide mikrobu vakası daha. Evet.

You planted that bug but not for Woodford.
Dinleme cihazı yerleştirdin ama Woodford için değil.

OK, Bug. Let's see what makes you tick.
Pekâlâ, Vosvos. Bakalım senin tıkır tıkır çalıştıran ne.

Hey, didn't you say that every bug has a talent?
Hey, her böceğin yeteneği olduğunu söylememiş miydin?

OK, Bug. Let's see what makes you tick.
Pekâlâ, Vosvos. çalıştıran ne. Bakalım senin tıkır tıkır.

I see you have found Mozzie's bug scanner.
Bakıyorum da Mozzienin dinleme cihazı tarayıcısını bulmuşsun.

The developing world bug, trachoma, causes blindness.
Gelişen dünya mikrobu, trahom, körlüğe neden olur.

I was at home all night with my kid, he had a stomach bug.
Tüm gece midesinden rahatsız olan çocuğumla beraberdim.

Even if they have bug detectors, they won't find ours.
Dinleme cihazı detektörleri olsa bile, bizimkileri bulamazlar.

Bug's a better idea than blindly running tests for days.
Dinleme cihazı günlerce körü körüne test yapmaktan daha iyi bir fikir.

When you see a Volkswagen Bug, you punch somebody and yell the color.
Volkswagen vosvos gördüğünde, birinin karnına o rengi söyleyerek yumruk atabilirsin.

And the doctor of flies very quickly determined that there was one fly that carried the bug.
Sinek doktoru, çabucak mikrobu taşıyan bir sinek türünü tespit etti.

This is gonna bug you… Me going there with somebody else, isn't it?
Oraya başkasıyla gitmem seni rahatsız edecek, değil mi?