TABLE ne Demek Turkce - Turkce Çeviri

• masa
• tablo
• sofra
• table
• sofrayı
• sehpası
• masayı
• masaya
• masanın
• tablosu
• tabloyu
• tabloda
• sofraya
• sofrasında
• sehpanın
• sehpayı
• sehpa

Table Ingilizce kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

Hide Table.
Tabloyu& Gizle.

Table has no fields defined.
Tabloda hiç alan tanımlanmadı.

Open This Table.
Bu Tabloyu Aç.

You don't bring table salt to a witch fight. Honey.
Tatlım, cadı savaşına sofra tuzu getirmezsin.

Music won't put food on the table, Zilu!
Müzik sofraya yemek koymuyor, Zilu!

Tilt table test confirmed that you guys were wrong.
Eğim sehpası testi sizin yanıldığınızı gösterdi.

She carried this table by herself.
Bu tabloyu kendi başına taşıdı.

Yeah, Dad. Rusty, give me a hand and set the table.
Evet Baba Rusty sofrayı kurmama yardım et.

Don't know which table has a drawer.
Bilmezsin hangi tabloda bir çekmece var.

It's not table manners or parliamentary procedure. So? Sex.
Yani? Sofra adabı ya da parlamento prosedürü değildir. Seks.

We're a bit late, we're going to Table Mountain.
Table Mountaina gidiyoruz da. Biraz geciktik.

When we set the table, we always set the plate… upside-down.
Sofrayı kuracağımız zaman tabakları hep ters koyardık.

Rusty, give me a hand and set the table.- Yeah, Dad.
Evet Baba Rusty sofrayı kurmama yardım et.

Sex. It's not table manners or parliamentary procedure. So?
Yani? Sofra adabı ya da parlamento prosedürü değildir. Seks?

I'm sorry, we're just setting the table for dinner.
Akşam yemeği için sofrayı hazırlıyorduk. Kusura bakmayın.

Well, when we set the table, we always set the plate upside-down.
Sofrayı kuracağımız zaman tabakları hep ters koyardık.

Now can you help your sister set the table, please?
Şimdi kızkardeşine sofrayı kurmasında yardım eder misin, lütfen?

Honey, you don't bring table salt to a witch fight.
Tatlım, cadı savaşına sofra tuzu getirmezsin.

We're having eggs and bacon, so come help me set the table.
Yumurtalı domuz pastırması yiyeceğiz sofrayı kurmama yardım et.

What is the average mortality table of human beings anyway?
İnsanoğlunun ortalama ölüm tablosu nedir?

I will see to the rabbit, then help you set the table.
Tavşanı görmeye gideceğim, sonra sana sofrayı kurmakta yardım edeceğim.

Tell them to meet me at Table Rock House. Call back.
Ara, benimle Table Rock Houseta buluşmalarını söyle.

Coffee table on the left-hand side, coffee mug handle pointing to the left.
Kahve sehpası sol tarafta,… kahve kupasının kulpu sol tarafı gösteriyor.

I don't deserve to share a table with you and Sir Zhao.
Sizle ve Efendi Zhao ile aynı sofrayı paylaşmaya layık değilim.

Coffee table on the left-hand side, coffee mug handle pointing to the left.
Sol tarafı gösteriyor. Kahve sehpası sol tarafta,… kahve kupasının kulpu.

Pointing to the left. coffee mug handle Coffee table on the left-hand side.
Kahve sehpası sol tarafta,… kahve kupasının kulpu.

Call Phillip, order two dozen cherry black calla lilies for the coffee table.
Phillipi ara, kahve sehpası için iki düzine siyah kala zambak siparişi ver.

Could not insert row because master table has no primary key defined.
Ana tabloda birincil anahtar tanımlanmadığı için satır eklenemiyor.

Coffee mug handle pointing to the left. Coffee table on the left-hand side.
Kahve sehpası sol tarafta, kahve kupasının kulpu sol tarafı gösteriyor.

Coffee mug handle pointing to the left. Coffee table on the left-hand side.
Sol tarafı gösteriyor. Kahve sehpası sol tarafta,… kahve kupasının kulpu.