UNCONTROLLABLE ne Demek Turkce - Turkce Çeviri

• kontrol edilemez
• zapt edilemez

Uncontrollable Ingilizce kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

Do you know the uncontrollable horse?
Dizginlenemez atı bilir misiniz?

Such uncontrollable passion, such burning desire.
Böylesine zapt edilemez bir tutku. Yanan bir arzu.

He started this uncontrollable shaking.
Kontrolsüzce titremeye başladı.

Uncontrollable grimacing, tongue protrusion, Tardive dyskinesia is characterized by lip smacking.
Tardif diskinezi kontrolsüz yüz ekşitme, dil çıkarma… dudak ısırmaya sebep olur.

And your heart fill with uncontrollable force.
Ya da yüreğinin kontrolsüz bir güçle dolduğunu.

And an uncontrollable urge to dance.
Ve karşı konulamaz bir dans etme isteği.

And definitely not one with uncontrollable anger issues.
Hele kontrol edemediği sinir sorunları olan birine hiç yok.

Grey goo: an uncontrollable, self-replicating nano-machine or robot.
Grey goo: kontrollenemez, kendini kopyalayabilen bir nanomakine ya da robot.

It was bad to see you fight against uncontrollable impulses.
Rahatsız olmuştum. Seni kontrol dışı dürtülerle savaşırken görmek yani.

You have uncontrollable flatulence.
Sende kontrol edilemeyen mide gazı toplanması var.

The cancer, or malignant neoplasm, has shown signs of uncontrollable growth.
Kontrol dışı büyüme alameti gösterdi. Kanser, ya da habis tümör.

What about uncontrollable impulses? Alas, no.
Peki zapt edilemez dürtüler? Ne yazık ki hayır.

And where do they come from, these appetites, these uncontrollable urges of ours?
Bu arzularımız, kontrol edilemez dürtülerimiz? Nereden geliyor?

You have uncontrollable flatulence. You.
Sende kontrol edilemeyen mide gazı toplanması var. Sende.

And where do they come from, these appetites, these uncontrollable urges of ours?
Bu arzularımız, kontrol edilemez Nereden geliyor? dürtülerimiz?

Let's go before my"uncontrollable passion" makes me forget my manners.
Zapt edilemez tutkum'' terbiyemi unutturmadan gidelim.

And where do they come from, these appetites, these uncontrollable urges of ours?
Nereden geliyor? Bu arzularımız, kontrol edilemez dürtülerimiz?

Great, a story about uncontrollable shitting and look who gets it.
Harika! Bokunu tutamamakla ilgili haberi bil bakalım kim sunuyor.

He has a long criminal record, and is given to bouts of uncontrollable violence.
Ayrıca kontrol edilemez şiddet nöbetlerine giriyormuş. Uzun bir suç kaydı var.

You. You have uncontrollable flatulence.
Sende kontrol edilemeyen mide gazı toplanması var. Sende.

Uncontrollable grimacing, tongue protrusion, lip smacking. Tardive dyskinesia is characterized by.
Tardif diskinezi kontrolsüz yüz ekşitme, dil çıkarma… dudak ısırmaya sebep olur.

The book of pure evil feeds on uncontrollable emotions and fears.
Pure Evil'' kontrol edilemeyen korkulardan ve duygulardan beslenir.

Uncontrollable hair growth can't stop uncontrollable love growth. When you're destined to be together.
Kontrolsüz saç büyümesi kontrolsüz aşk büyümesini durduramaz. Birlikte olmak istediğinizde.

You're all on administratively uncontrollable overtime, so I own you.
Hepiniz idari kontrol dışı fazla mesaidesiniz, yani benimsiniz.

It's an unstable, uncontrollable Dark force that busts out and attacks.
Ansızın belirip saldıran dengesiz, kontrol edilemez bir karanlık güçtür.

And your superiors describe you as uncontrollable, prone to violence.
Üstlerin seni kontrol edilemeyen şiddet eğilimli biri olarak tanımlıyor.

Until the urge becomes uncontrollable. He can't believe what he's done.
Ta ki dürtülerini kontrol edemez oluncaya kadar. Yaptığına inanamaz.

Poor fool. He must suffer from pica, an uncontrollable urge to eat any and everything.
PICAdan muzdarip olmali, kontrolsüz her seyi yeme arzusu.

It was bad to see you fight against uncontrollable impulses, Admit it!
Seni kontrol dışı dürtülerle cebelleşirken görünce yani. Yani beni biraz rahatsız etti!

And now your recklessness has unleashed an uncontrollable killing machine on National City.
Ve şimdi dikkatsizliğin yüzünden kontrol edilemeyen bir öldürme makinesi National Citye salındı.