Başkentteki Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Başkentteki federaller seninle konuşmak.
Das FBI in Washington will dich sprechen.Long ile birlikte başkentteki bir dairede kalıyor.
Er wohnt bei Long Başkentteki arkadaşlarım ofiste oturan cinsten.
Die Freunde, die ich habe, sitzen in D.C.İşçi Partisi, şimdi, başkentteki 73 sandalyenin 48ine sahip.
Labour verfügt in der Hauptstadt jetzt über 48 Başkentteki federaller seninle konuşmak istiyor.
Das FBI in Washington will dich sprechen.Combinations with other parts of speech
Kim bu adam? Kongre Binasındaki işi yapan başkentteki adamlardan biriydi.
Er war einer der Leute, die den Job in D.C. am Capitol Hill gemacht haben.Anson, başkentteki bir avukata para gönderiyor.
Anson hat Geld an einen Anwalt in D.Şu anda, Başkanlık makamı ve başkentteki herkes onay verdi.
Gegenwärtig haben Başkentteki insanlar çok mu fazla pirinç yiyorlar?
Isst man in der Hauptstadt so viel Reis?Tarih meraklıları başkentteki Milli Tarih Müzesini ziyaret etmeli.
Geschichtsinteressierte besuchen Başkentteki bu yozlaşma yeni bir şey değil.
Korruption in der Hauptstadt ist doch nichts Neues.Gönderilen her bir keşişle başkentteki hastalık miktarı üç( 3) puan düşer.
Başkentteki bir istihbarat masasına yerleştirdin.
Mich an einen Nachrichten-Tisch in der Hauptstadt gesetzt.Yıl boyunca, 3 Ön Kahin, Başkentteki bütün cinayetleri daha gerçekleşmeden gördü.
Sechs Jahre lang sahen die drei Precognitives jeden Mord in DC, bevor er geschah.Başkentteki stratejik kilit noktaları sabote etmek.
Sabotiert strategische Schlüsselpunkte in der Hauptstadt.Örneğin, ahşap hozbloki ve başkentteki bloklar 25-35 bin ruble fiyatla satın alınabilir.
Zum Beispiel können hölzerne Hozbloki und Blöcke in der Hauptstadt zu einem Preis von 25-35 Tausend Rubel gekauft werden.Başkentteki iki Valyria çeliği kılıçtan birisi majesteleri.
Eines von nur zwei Schwerter aus valyrischem Stahl in der Stadt.Durum, Sovyetler büyükelçiliğinin kabuklu olduğu başkentteki huzursuzluk ve Sovyet karşıtı konuşmalardı.
Anlass waren Unruhen und antisowjetische Reden in der Hauptstadt, als Bunlar başkentteki morgun kamera kayıtları.
Diese Aufnahme stammt aus dem Leichenhaus in D.C.Bizim merak ettiğimiz… Supermanin tehdidin farkında olduğu halde bir şey yapıp yapmadığı… ve başkentteki trajedide suç ortağı olup olmadığı.
Ist er dann nicht mitschuldig an der Tragödie im Kapitol? Und so bleibt die Frage, Wenn sich Superman der Gefahr bewusst war und nichts getan hat.Ama Başkentteki adamlarımla iletişime geçmeme imkan yok.
Aber ich kann meine Leute im Kapitol nicht kontaktieren.Onu yakala ve başkentteki Hoover binasına kadar eşlik et.
Greifen Sie ihn auf und bringen Sie ihn zum Hoover Building in D.C.Başkentteki bütün Lüteryen kiliselerin bir listesini yapalım o hâlde.
Machen wir eine Liste aller evangelischen Kirchen in D.Keşke bilseydik. Başkentteki adamlarımla iletişime geçmeme imkan yok.
Aber ich kann meine Leute im Kapitol nicht kontaktieren. Ich wünschte, ich wüsste es.Başkentteki bütün Hintliler birbirini tanırken telefonu kim ne yapsın.
Wer braucht ein Telefon, wenn sich jeder Inder in DC kennt.Lordum, başkentteki bu yozlaşma yeni bir şey değil.
Mein Herr, Korruption in der Hauptstadt ist doch nichts Neues.Başkentteki bir kumarhaneye oynanacak yerlerde, Jakarta, Endonezya?
Wo in einem Casino in der Hauptstadt Jakarta zu spielen, Indonesien?Carolinin başkentteki en sevdiği yerleri gösterdiği tura katılın.
Begleiten Sie Carolin zu ihren Lieblingsorten in der Hauptstadt.Başkentteki iki Valyria çeliği kılıçtan birisi majesteleri.
Euer Gnaden, Eines von nur zwei Schwertern aus valyrischem Stahl in der Hauptstadt.Bu tavırla başkentteki insanları ikna etmekte epey zorlanırsınız.
Mit dieser Einstellung wird man in D.C. nicht viele Herzen und Köpfe gewinnen.
