Bahsetmeme Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Kimseye bundan bahsetmeme yasağı koymuş.
İki ile sıfır arasında koskoca bir rakam olduğundan bahsetmeme gerek yok.
Babamdan bahsetmeme gerek yok.
Sana Sterling Cooperin bariz sinirlarindan bahsetmeme gerek yok.
Manzaradan bahsetmeme gerek bile yok.
Combinations with other parts of speech
Isimlerle kullanım
benim bahsettiğimneyden bahsettiğimiyukarıda bahsettiğimizburada bahsettiğimizsenden bahsetmiştibahsetmeye değer
bahsettiğim şey
Daha
Fiillerle kullanım
Gelişinizin şaşkınlık yarattığından herhalde bahsetmeme gerek yoktur. Teşekkür ederim.
Hızından bahsetmeme ise gerek bile yok sanırım.
Bütün hafta sonu ondan bahsetmeme izin verme.
Sanattan bahsetmeme izin vermiyorsun ama ilham lazım.
Sana kumarhane işinden bahsetmeme izin ver Damien.
İki tanesinden bahsetmeme izin verin. Birincisi, mühendislik ve klinik alanlarından köken alıyor.
Ne cüretle yanımda bu kadar güzel bir kadın dururken… kendimden bahsetmeme izin verirsin?
İki tanesinden bahsetmeme izin verin.
Bazılarını, artritinizden ve eklem ağrısından kurtarmaya yardımcı olabilecek bazılardan bahsetmeme izin verin.
Sana kendimden bahsetmeme izin ver aşkım!
Size kendimizi tanıtmadan önce lütfen biraz aile tarihimizden ve büyükbabam Wilhelm Geldbachtan bahsetmeme izin verin.
Ama sana hikâyelerden bahsetmeme gerek yok, değil mi?
Her zaman ailenden bahsetmeme sebebinin… onların beni öğrenmesini istememen olduğunu düşünüyordum.
Bazı zorluklardan bahsettim, bazı çözümlerden de bahsetmeme izin verin, tahmin edilebilir çözümler.
Aslında tüm bunlardan bahsetmeme yetki verdiği için çok şaşkınım.
Umumi yerlerde ibadete… ya da Subway dışındakiler gibi bayat… ve sağlıksız şeyler yememe izin yok. Maalesef eski hayatımdan bahsetmeme… ya da platonik olmayan ilişkilere girmeme.
Size bir nezaket kuralından bahsetmeme izin verin. Affedersiniz.
Size bir nezaket kuralından bahsetmeme izin verin. Affedersiniz.
Rollienin bahsettiği Hennepindeki yeri size gezdirmeyi çok isterim.
Ve böylece insanlar tıkanan damrlardan bahsettiği zaman koroner damarlar hakkında konuşuyorlar.
Ve mutluluktan bahsetmişken, şekerle beni bebeğim.
Çantadan bahsediyorum ben.
Bu, Korsakın bahsettiği servis girişi olmalı.
Şansölyenin bahsettiği kadar var… Bunun en yüksek övgü olduğu konusunda ısrar etmiş olsa bile.
Acıdan bahsetmişken, işte baş belası geliyor.