Basmaya Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Basmaya devam et.
Boş ver. Basmaya devam et!
Basmaya devam et.
Sadece basmaya devam et.
Basmaya yetmez.
Combinations with other parts of speech
Isimlerle kullanım
Fiillerle kullanım
Ne isterse basmaya hakkı var.
Basmaya başla Mickey.
Daha sıkı pedal basmaya başladık.
Para basmaya karar verirsin.
( Herhangi bir tuşa basmaya gerek yok).
Model basmaya hemen tepki vermiyor.
Ama bizim ansiklopedi basmaya niyetimiz yok.
Üzerine basmaya çalışırsan sadece gölge hareket eder.
Yoksa yine kredi kartı basmaya mı başlayacaksın?
Uzman şirketlerde kesinlikle herhangi bir görüntüyü basmaya hazırsınız.
Merkez bankaları para basmaya devam edecektir.
Kömür arayışı madencileri giderek yerindaha derinine kazdırırken su, tünelleri basmaya başlıyor.
Böylece banknotları basmaya karar verdiler.
Böylesi koşullarda bürokratik idari önlemler devrimci önlemlere ağır basmaya başladı.
O düğmeye basmaya devam etmezsen, John ben ederim.
Böylece, ben de düğmeye basmaya başladım.
Mavi takım savunurken ve basmaya çalışırken( karşı baskı) ve topu kesiyor.
Kendi yiyeceğini yetiştirmek kendi paranı basmaya benzer.
Ürünler üzerinde logo basmaya yardımcı olabilir ve sizin için rengi ve boyutu özelleştirebiliriz.
Fotoğraf çekmek ya dabir düğmeye basmaya gerek yoktur.
Neticede Ekonun dediği gibi o butona basmaya devam etseydin, onu kurtarmak zorunda kalmayacaktık.
Paraya ihtiyacımız oldukça,sahte banknotlar basmaya başladım.
Birkaç gün boyunca, gençler basmaya başlayıncaya kadar birbirleriyle temas kurmadan birbirlerine yakından bakmak zorunda kalacaklar.
Ama sonra evde aynaya gittim vedoğru sakızı basmaya çalıştım.
Ne yapacağını bilmiyordu. kendi paralarını basmaya çalışan piçlerin cüreti hakkında Polis, operasyon kitaplarını çöpe attı.