BASMAYA ne Demek Almanca - Almanca Çeviri

zu drucken
yazdırmayı
baskı
basmaya
yayınlamakla
print
zu drücken
basmak
ittirmeye
sıkmak
bastırmak
basarken
basın

Basmaya Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Basmaya devam et.
Weiter pumpen.
Boş ver. Basmaya devam et!
Weiter. Gib Gas!
Basmaya devam et.
Weiter drücken.
Sadece basmaya devam et.
Sie pumpen einfach weiter.
Basmaya yetmez.
Nicht zum Veröffentlichen.
Combinations with other parts of speech
Ne isterse basmaya hakkı var.
Er hat das Recht, zu drucken, was er will.
Basmaya başla Mickey.
Fang an zu klicken, Mickey.
Daha sıkı pedal basmaya başladık.
Wir begannen fester in die Pedale zu treten.
Para basmaya karar verirsin.
Sie entscheiden sich Geld zu drucken.
( Herhangi bir tuşa basmaya gerek yok).
(Es muss keine Taste gedrückt werden).
Model basmaya hemen tepki vermiyor.
Das Modell reagiert nicht sofort auf das Drücken.
Ama bizim ansiklopedi basmaya niyetimiz yok.
Wir wollen doch keine Enzyklopädie verlegen.
Üzerine basmaya çalışırsan sadece gölge hareket eder.
Wenn man darauf tritt, bewegt sich nur der Schatten.
Yoksa yine kredi kartı basmaya mı başlayacaksın?
Oder willst du wieder Kreditkarten drucken?
Uzman şirketlerde kesinlikle herhangi bir görüntüyü basmaya hazırsınız.
In spezialisierten Unternehmen sind Sie bereit, absolut jedes Bild zu drucken.
Merkez bankaları para basmaya devam edecektir.
Und die Notenbanken werden weiterhin Geld drucken.
Kömür arayışı madencileri giderek yerindaha derinine kazdırırken su, tünelleri basmaya başlıyor.
Weil die Suche nach KohleMinen immer tiefer werden lässt, beginnt Wasser die Tunnel zu überfluten.
Böylece banknotları basmaya karar verdiler.
Also wurde beschlossen, neue Banknoten zu drucken.
Böylesi koşullarda bürokratik idari önlemler devrimci önlemlere ağır basmaya başladı.
Unter diesen Verhältnissen begannen die bürokratisch-administrativen Maßnahmen über die revolutionären vorzuherrschen.
O düğmeye basmaya devam etmezsen, John ben ederim.
Wenn du nicht weiter diesen Knopf drückst, John, werde ich es tun.
Böylece, ben de düğmeye basmaya başladım.
Also hab ich auch angefangen, den Knopf zu drücken.
Mavi takım savunurken ve basmaya çalışırken( karşı baskı) ve topu kesiyor.
Während das blaue Team verteidigt und versucht zu drücken(Gegenpresse) und den Ball abzufangen.
Kendi yiyeceğini yetiştirmek kendi paranı basmaya benzer.
Sein eigenes Essen anzubauen ist wie sein eigenes Geld zu drucken.
Ürünler üzerinde logo basmaya yardımcı olabilir ve sizin için rengi ve boyutu özelleştirebiliriz.
Wir können helfen, Logo auf Produkten zu drucken und die Farbe und Größe für Sie anzupassen.
Fotoğraf çekmek ya dabir düğmeye basmaya gerek yoktur.
Es gibt keine Notwendigkeit,ein Foto zu machen oder eine Taste drücken.
Neticede Ekonun dediği gibi o butona basmaya devam etseydin, onu kurtarmak zorunda kalmayacaktık.
Denn immerhin, wenn du den Knopf weiter gedrückt hättest so wie Eko es gesagt hat-- hätten wir ihn gar nicht erst retten müssen.
Paraya ihtiyacımız oldukça,sahte banknotlar basmaya başladım.
Und da ich Geld brauchte, hab ich angefangen,Falschgeld zu drucken.
Birkaç gün boyunca, gençler basmaya başlayıncaya kadar birbirleriyle temas kurmadan birbirlerine yakından bakmak zorunda kalacaklar.
Mehrere Tage lang müssen sie sich ohne Kontakt genau anschauen, bis der Junior anfängt zu drücken.
Ama sonra evde aynaya gittim vedoğru sakızı basmaya çalıştım.
Aber dann ging ich zu Hause zum Spiegel und versuchte,das richtige Zahnfleisch zu pressen.
Ne yapacağını bilmiyordu. kendi paralarını basmaya çalışan piçlerin cüreti hakkında Polis, operasyon kitaplarını çöpe attı.
Die versuchten, Geld zu drucken, tun sollte. Die Polizei ließ Vorschriften beiseite und wusste nicht, was sie mit den Mistkerlen.
Sonuçlar: 36, Zaman: 0.0442

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca