Bir dolabı Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Onun bir dolabı var mı?
Monicanın gizli bir dolabı var.
Daha sonra timsahı bir dolabın altında gizlenirken bulduk.
Yukarıda kostümlerle dolu bir dolabı var.
Jane ve Martin bir dolabı açmış… ve Filloryye gitmişler.
Combinations with other parts of speech
Sıfatlarla kullanım
Isimlerle kullanım
Arkasını döndü ve panjurlu bir dolabı açtı.
Alexin orada bir dolabı varmış.
Yoksa Süperman gibi aynı kıyafetlerle dolu bir dolabı mı var?
Gerçekten bir dolabı var.
Doktorun içi Siklosporin ve Takrolimusla dolu bir dolabı var.
Kapağı olmayan bir dolabı ne yapmalıyım?
Dış mekanlarda kullanımları nedeniyle, dökme alüminyum leasingin su geçirmez bir dolabı olarak yapılabilirler.
Yoksa Sen benim gibi bir dolabın yemeği değil misin?
Küçük bir boşlukla başlayın:Bir odanın bir köşesini veya bir dolabı ve ODAKı seçin.
İksir ve ilaç dolu bir dolabım var, eminim çok hoşuna gider.
Mike, Herbin istemediği bir dolabı satın alır.
Ancak kapı çerçevelerini veya bir dolabı soyunmak istiyorsanız, evde çalışırsınız.
Sizinkilerden satın aldığım bir dolabı… altı aydır monte etmeye çalışıyorum.
Aslında bir dolapta değil.
Bu bir dolap.
Bana uğra. Bir dolap dolusu var.
Bir dolap dolusu madalyası olduğunu söyleyebilirim.
Bir dolap Saint Laurent İstediğimi alırım.
Bir dolap dolusu pilimiz var.
Her birinize bir dolap tahsis edildi.
Orası bir dolap, Komiser.
Gerçek bir dolap değil, askı bile değil.
Bir dolap dolusu ayakkabı.
Odada onu içine kapatabileceğim bir dolap var mı?