Bir suçtan Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Ağır bir suçtan bahsediyorum, 20 yıl.
Dolandırıcılık sadece hırsızlıktan… bir suçtan ibaret değildir.
Bei einem Betrug geht es nicht nur um Geld und das Verbrechen.Bir suçtan mahkum edildim.
Ich wurde für eine Straftat verurteilt.Fillmore ve Westerndeki bir suçtan şüpheli durumda.
Bir suçtan dolayı mı şüpheleniyorsunuz?
Combinations with other parts of speech
Sıfatlarla kullanım
organize suçtek suçugerçek suçağır bir suçen büyük suçhangi suçtanağır suçbütün suçukorkunç bir suçdiğer suçlar
Daha
Fiillerle kullanım
Daha
Daha önce herhangi bir suçtan mahkum oldunuz mu?
Wurden Sie jemals wegen eines Verbrechens verurteilt?Bir suçtan dolayı hüküm giymemiş olmak.
Keine Verurteilung wegen einer Straftat.Beni işlemediğim bir suçtan kurtaracak bir suç.
Ein Verbrechen, um mich einem Verbrechen zu entziehen.Hiç bir suçtan tutuklanmadım ve hakkımda kovuşturma açılmadı.
Ich wurde nie verhaftet oder wegen eines Verbrechens angeklagt.Eine Geisel ist nicht als Bestrafung für ein Verbrechen eingekerkert.Bir suçtan yargılanmak veya mahkum olmak için ne kadar genç?
Wie jung ist es zu jung, um eines Verbrechens angeklagt oder verurteilt zu werden?Eğer bu doğruysa… Bir suçtan kâr edinmek yasa dışıdır.
Wenn das wahr ist… Es ist illegal, von einem Verbrechen zu profitieren.Bir suçtan mahkum edilmemiş 16 yaş üstü tüm Küba vatandaşları oy verebilir.
Alle kubanischen über 16 Bürger, die nicht gewesen verurteiltes kriminelles Vergehen haben, können stimmen.Matt Chambers, Florida da işlediği bir suçtan yargılandı.
Matt Chambers wird beschuldigt, in Florida ein Verbrechen begangen zu haben.Dionneu bir suçtan mı arıyorsunuz?
Wird Dionne eines Verbrechens verdächtigt?Gözetmek ve avukatı, bir devlet hapishanesinde veya toplum ortamda bir suçtan mahkum olanlar.
Überwachen und beraten diejenigen, die eines Verbrechens in einem Staatsgefängnis oder Gemeinschaft Einstellung verurteilt worden sind.Ağır bir suçtan da beter bu, bir hata bu.
Das ist schlimmer als ein Verbrechen, es ist ein Fehler.“.Bu panelin yokluğunda sürücü bir suçtan dolayı dava edilebilir.
In Abwesenheit dieses Panels kann der Fahrer wegen einer Straftat verfolgt werden.Bak dostum. Bir suçtan mahkûm edildiğimi biliyorsun.
Weißt du, ich wurde wegen eines Verbrechens verurteilt. Hey Mann.Ekip elemanlarının Reddingtonın işlediği bir suçtan… haberi olursa onlar da suç ortağı olarak kovuşturulurlar.
Ein Verbrechen begeht, werden sie als Komplizen belangt. Wissen Mitglieder der Task-Force, dass Reddington.Sadece bir suçtan yargılandıklarını ve hapse gönderildiklerini söylediler.
Nur, daß sie eines Verbrechens angeklagt und ins Gefängnis geschickt wurden.Beni islemedigim bir suçtan dolayi… sorumlu tutamazsiniz.
Sie werden mich nicht für ein Verbrechen bestrafen, das ich nicht begangen habe.Biri bir suçtan 3 defa tutuklanıyor, 3 defa tahliye ediliyor.
Aralık ayında 2008, Delph bir suçtan dolayı polis tarafından tutuklandı.
Auf 23 December 2008 wurde Delph von der Polizei wegen eines Verbrechens festgenommen.Roz Huntley, bir suçtan sonraki saatlerde… suçluların yaptıkları tüm hataları bilir.
Roz Huntley weiß, welche Fehler Mörder nach dem Verbrechen machen.Birisi kasıtsız bir suçtan sorumlu tutulabilir mi?
Kann man für ein Verbrechen verantwortlich gemacht werden, das man unwissend begangen hat?Bu tarz bir suçtan suçlu olduğu ispatlanmış olan kimse örnek teşkil etmeli.
Der für solch ein Verbrechen für schuldig bewiesen wurde, muss ein Exempel statuiert werden.Brezilyada herhangi bir suçtan ötürü alacağınız maksimum ceza 30 yıl.
In Brasilien ist die Höchststrafe für ein Verbrechen 30 Jahre.Uydurma bir suçtan ötürü hapse girdi, mücadele etti ve tekrar ofise dönmeyi başardı.
Er ist wegen falscher Anschuldigungen ins Gefängnis gegangen, kämpfte und kam wieder zurück ins Amt.Mal angenommen, jemand wird wegen eines Verbrechens vor Gericht gestellt.
