BIRINE ne Demek Almanca - Almanca Çeviri

jemanden
jemandem
jemand

Birine Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Benim gibi birine mi?
Jemand wie mich?
Ve birine dua ediyorum.
Und ich bete, dass jemand.
Andrés gibi birine.
Jemand wie Andrés.
Özel birine mektup.
Ein Brief an jemand Besonderen.
Birine bununla zarar verebilirim.
Ich könnte jemanden verletzen.
Dawsey mi? Birine mi saldırmış?
Dawsey… hat jemanden angegriffen?
Birine mi saldırmış? Dawsey mi?
Dawsey… hat jemanden angegriffen?
Bundan başka birine bahsettin mi?
Hast du noch jemandem davon erzählt?
Ya birine zarar gelirse?
Was, wenn jemand verletzt wird?
Çünkü herkesin birine ihtiyacı var.
Weil… Weil wir alle jemanden brauchen.
Ya birine zarar verdiyse?
Was, wenn jemand verletzt wird?
Ama güvenebileceğim birine ihtiyacım var.
Aber ich brauche jemanden, dem ich traue.
Ya birine saldırırlarsa?
Was, wenn sie jemanden angreifen?
Bükreş ofisinde birine ihtiyaçları varmış.
Sie brauchten jemand im Büro in Bukarest.
Birine senin saati gösterdim.
Ich habe jemandem Ihre Uhr gezeigt.
Fakat güvenebileceğim birine ihtiyacım var.
Aber ich brauche jemanden, dem ich traue.
Birine nasıl öyle davranabilirsin?
Wie kannst du jemanden so behandeln?
Burayı anlayan birine ihtiyacımız var.
Wir brauchen jemanden, der diesen Ort versteht.
Birine çocukken yeterince sarılmamışlar.
Jemand wurde als Kind nicht genug umarmt.
Fakat güvenebileceğim birine ihtiyacım var.
Ich brauche jemanden, dem ich vertrauen kann.
Birine zarar verdiğinde, değişirsin.
Es verändert einen, wenn man jemandem wehtut.
Kendim bu hâldeyken başka birine nasıl yardım edeceğim?
Wie soll ich denn so jemand helfen?
Birine yaptığın en kötü şey nedir?
Was ist das Schlimmste, das du jemandem angetan hast?
Beni tehdit eden birine neden yardım edeyim?
Der mich bedroht? Und warum sollte ich jemandem weiterhelfen,?
Birine güvendiğim zaman böyle oluyor işte.
Das passiert immer, wenn ich jemandem vertraue.
Farkı anlayabilen birine sahte bir parça sattın.
Sie haben jemandem eine Fälschung verkauft, der sie erkennen kann.
Birine güvenip güvenemeyeceğini bilmen lazım.
Man muss wissen, ob man jemandem trauen kann.
Bunlarla birine zarar verebilirim.
Ich könnte jemanden verletzen.
Birine dokunursam onun hissettiklerini hissedebilirim.
Wenn ich jemanden berühre, fühle ich seine Gefühle.
Sanırım birine zarar verdim. Hareket etme.
Nicht bewegen. Ich hab jemandem wehgetan.
Sonuçlar: 6400, Zaman: 0.028

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca