DÜZELTMEK ne Demek Almanca - Almanca Çeviri

• korrigieren
• zu beheben
• reparieren
• Korrektur
• Behebung
• in Ordnung bringen
• fix
• wieder gutmachen
• wiedergutmachen
• verbessern
• richtigstellen
• berichtigen
• Fixieren
• zu glätten
• reformieren
• auszubessern
• Wiedergutmachung

Düzeltmek Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

Evi düzeltmek.
Hause korrigieren.

Bir fotoğraf düzeltmek.
Ein Foto korrigieren.

Bunu düzeltmek zorunda.
Er muss es reparieren.

Dünyayı düzeltmek.
Die Welt reparieren.

Bunu düzeltmek istiyorum.
Ich will es wiedergutmachen.

Aslında düzeltmek.
Tatsächlich korrigieren.

Bunu düzeltmek istiyorum.
Ich will's wieder gutmachen.

Bazı şeyleri düzeltmek.
Die Dinge richtigstellen.

Bunu düzeltmek istiyorum.
Ich möchte es richtigstellen.

Bir kararı düzeltmek.
Korrektur eines Entscheids.

Düzeltmek yerine parantez.
Verbesserung statt Korrektur.

Akne izleri düzeltmek.
Verschleißspuren auszubessern.

Düzeltmek için yeterli zaman yok.
Keine Zeit zum Reparieren.

Mevcut hataları düzeltmek.
Korrektur vorhandener Fehler.

Sonunu düzeltmek istedi.
Er wollte das Ende richtigstellen.

Düzeltmek istiyorum her şeyi.
Ich will alles wieder gutmachen.

Bir şeyleri düzeltmek istiyor.
Er will alles wiedergutmachen.

Bizim işimiz yanlışı düzeltmek.
Wir sollen das Falsche berichtigen.

Bunu düzeltmek gerekmez mi?
Sollte man das nicht berichtigen?

Kızların önünde düzeltmek istiyordum.
Ich möchte es vor den Mädels korrigieren.

Bunu düzeltmek istiyorum. Lütfen.
Bitte. Ich will es in Ordnung bringen.

Windows 7: Hataları düzeltmek için program.
Windows 7: Programm zur Behebung von Fehlern.

Tacos Düzeltmek Için Sağlıklı Bir Yol.
Gesunde Art und Weise zu Beheben Tacos.

Yaygın SmartArt hatalarını düzeltmek çok kolaydır.
Es ist einfach, häufige SmartArt-Fehler zu beheben.

Hepsini düzeltmek istiyoruz.
Wir wollen alles wiedergutmachung.

Yaygın SmartArt hatalarını düzeltmek çok kolaydır.
Es ist einfach, allgemeine SmartArt-Fehler zu beheben.

İşleri düzeltmek istiyorum, Kathleen.
Ich will Dinge wiedergutmachen, Kathleen.

Ufuk çizgisindeki sızıntıyı düzeltmek için buraya çıktım.
Ich bin hier, weil ich das Leck reparieren wollte.

Andropov… düzeltmek istedi… ama şimdi.
Aber jetzt… Andropov wollte das in Ordnung bringen.

Önce teller dağıtmak ve onları düzeltmek gerekir.
Zuerst müssen Sie die Drähte verteilen und diese zu beheben.