Duvağı Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Duvağı da.
Tamam, duvağı buldum.
Duvağı beğendin mi?
Siz de duvağı bulun.
Duvağı olan beyaz bir elbise.
Freyanın duvağı yırtıldı.- Ne?
Duvağı da. Görüşürüz, çocuklar.
Barbie bebeklerimizin duvağı bile öyle değil miydi?
Duvağı buldum.- Oh, evet, kesinlikle.
Kaderin eli aheste çekip duvağını…''…'' seni soymak için uzanıyor.
Duvağın nerede? Bilmem, Çinde mi?
Organizatör Vermonttaymış, gelinlikçi de duvağı koymayı unutmuş.
Ben duvağı bulurum.
Verir misiniz? Terry, Hallederiz. Rosa, duvağı kuru temizlemeye.
Sakın duvağı kendin açma.
Uçuracaktık, sonra kafama inecekti ama… Sikeyim bu duvağı.
Şu duvağı ablama vereyim.
Annen bu duvağı senin için yaptı.
Duvağını mahvettiğimi biliyorum ama yenisini yaptım.
Önce duvağı takalım, böylece nasıl olacağını görürsün.
Duvağı, buraya gelmesi… sanırım bana bir şey söylemeye çalışıyor.
Bu saçma duvağı takıp bakireymiş gibi mi yapacağım? Süper?
Kızlarının duvağını takıp İlk Komünyonuna gittiği muhteşem anı dört gözle beklerler.
Şapka ve duvak bir arada. Bugünlerde pek çok kişi bu şekilde alıyor.
Bu duvak koltuğumdan daha pahalı.
Pekâlâ, duvaktan önce tüm elimizden gelen bu.
Yüzüklerimiz, duvak, smokin de var isteğe göre.
Ve duvak yok.
Bu duvak benden sonra kızımın olacaktı.
Duvak burada değil Rosa!