GITMEKTIR ne Demek Almanca - Almanca Çeviri

• zu gehen
• zu fliegen
• zu laufen

Gitmektir Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

En güzeli doktora gitmektir.
Am besten zum Arzt gehen.

Başarısızlığın büyük kahraman etiği… hep beraber toplu kıyıma gitmektir.
Die große, heroische Ethik des Untergangs, wenn alle im Gleichschritt zur Schlachtbank marschieren.

Ve vaktinde gitmektir.
Und dort rechtzeitig anzukommen.

Onun en büyük takıntısı ise bir şekilde aya gitmektir.
Sein größter Wunsch ist es nämlich, einmal zum Mond zu fliegen.

Bu, bir adım ileri gitmektir.
Man geht einen Schritt weiter.

Bir kadının bacakları arasında sıkışması, çoğu zamanilk dürtü doktora gitmektir.
Wenn eine Frau zwischen ihren Beinen juckt, oft sieder erste Impuls ist, zum Arzt zu laufen.

Belki de en iyisi eve gitmektir.
Vielleicht sollten wir lieber nach Hause gehen.

Sinema, gerçek hayatta asla olamayacağınız yerlere gitmektir.
Das Kino bringt dich an Orte, an die du sonst nie kommst.

Aşk yatağa girerken makyaj yapmak ve tuvaleti kullanmak için alt kattaki Burger Kinge gitmektir. Parfüm şişelerinde parfüm saklamaktır.
Liebe ist, mit Makeup ins Bett zu gehen, runter zu Burger King zu gehen um zu kacken und seinen Alkohol in Parfumflaschen zu verstecken.

Bir şeyin gerçek olup olmadığını öğrenmenin tek yolu oraya gitmektir.
Der einzige Weg, um zu sagen, ob etwas echt ist… ist, dort hinzusegeln.

Ve el değmemiş bölgelere gitmektir.
Und in die Wildnis zu ziehen.

Yapabileceğiniz en kötü şey, aç olduğunuz zaman market alışverişine gitmektir.
Das schlimmste was Du machen kannst, ist mit Hunger einkaufen zu gehen.

Ve ilk kural da üniversiteye gitmektir.
Und die erste ist, du gehst auf die Uni.

Bir Rube Goldberg makinesini başarılı bir şekilde yapmak makineyi“ çalıştırmak” tan çok daha ötesine gitmektir.
Das Erstellen einer erfolgreichen Rube Goldberg-Maschine geht weit über das"Arbeiten" der Maschine hinaus.

En iyi çözüm doktora gitmektir.
Die beste Lösung ist es, zum Arzt zu gehen.

Bir tanesi go-go bar veya özel gece kulübü için gitmektir.
Eine davon ist der Go-Go Bar oder exklusiver Nachtclub gehen.

Bu ne geri dönmek, ne de ileriye gitmektir.
Sie weder nach vorne gehen noch zurückkehren.

Alternatif çözüm manuel Unlimited. co kaldırma seçeneği ile gitmektir.
Die alternative Lösung ist, mit manuellen Unlimited. co Entfernung Option gehen.

En büyük hayali ise Afrikaya gitmektir.
Es war ihr größter Traum nach Afrika zu gehen.

İkinci seçenek sağa dönüp bir sonraki binadaki kafeye gitmektir.
Die zweite Möglichkeit ist, rechts abzubiegen und im nächsten Gebäude zum Café zu laufen.

En büyük hayali ise Afrikaya gitmektir.
Pats sehnlichster Wunsch ist es, nach Afrika zu reisen.

Soğuk Ankara günlerinde yapılacak en güzel şey sinemaya, tiyatroya gitmektir.
Solch ein gnadenlos kühler Tag ist auch der richtige Moment, um ins Kino, ins Theater zu gehen.

Yapacağın en iyi şey buradan gitmektir.
Das Beste ist, du kriegst deinen Arsch hier raus.

Güvenlik ekibini hareket geçirdinizmi en iyi kaçma şansınız onlarla gitmektir.
Ist ein Sicherheitsteam mal in Bewegung, ist die beste Fluchtmöglichkeit, mit ihnen mitzugehen.

Ve Johnnynin son isteği elbette… aya gitmektir.
Johnnys letzter Wunsch: Er will zum Mond fliegen.

Vegasa çift olarak gitmekten daha kötü bir şey varsa o da evli olarak gitmektir.
Schlimmer, als als Paar nach Vegas zu fahren, ist, als Ehepaar zu fahren.

Ve Johnnynin son isteği elbette… aya gitmektir.
Und Johnny letzter Wunsch, natürlich… gehen zum Mond.

Bazen dikkatini dağıtmanın en iyi yolu, bir süreliğine başka bir yere gitmektir.
Manchmal ist die beste Möglichkeit, dich abzulenken, einfach für eine Weile wo anders hinzugehen.

Ve Johnnynin son isteği elbette… aya gitmektir.
Und Johnnys letzter Wunsch ist natürlich… zum Mond zu fliegen.

Colònia de Sant Jordide konaklayanlar için, belki de yapılacak en iyi şey yürüyerek gitmektir.
Für diejenigen, die in Colònia de Sant Jordi übernachten, ist es vielleicht das Beste, zu Fuß zu gehen.