Gitmeyen Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Yolunda gitmeyen neydi?
Gitmeyen veya daha da kötüleşen bir öksürük.
Tıkırında gitmeyen bir şeyler var.
Bu adamla ilgili bir şey var, hoşuma gitmeyen bir şey.
Doğru gitmeyen bir şeyler var.
Combinations with other parts of speech
Dişlerinizi fırçaladıktan sonra gitmeyen kötü kokulu nefes.
Doğru gitmeyen bir şeyler var.
Ormanın derinliklerinde bir yer,… posta olmayan,telgraf gitmeyen bir yer.
Ya yolunda gitmeyen bir şey olursa?
Gitmeyen kanserle yaşamayı öğrenmek zor ve çok stresli olabilir.
O adamda yolunda gitmeyen bir şeyler var.
Gitmeyen ciddi semptomlar veya semptomlar bir doktorla tartışılmalıdır.
Şu an onda doğru gitmeyen bir şeyler var.
Hoşuna gitmeyen bir şey varsa dur demen yeterli.
Bu sezonda hoşuma gitmeyen şeyler var.
Yolunda gitmeyen bir şey mi var, efendim?
Asistanlarımdan hiç okula gitmeyen biri bana'' Bak Zeray.
Hoşuma gitmeyen, bu konuda yalan söylemesi.
Bu, bir süredir etrafta olan,ancak hiçbir yere gitmeyen başka bir trend.
Pek de iyi gitmeyen bir seçmeye katıldım.
Şimdiye kadar aldığımız rapora göre iki silahlı adamın okulun spor salonunda yolunda gitmeyen bir soygunun ardından rehineler aldığını gördük.
Bugün iyi gitmeyen şey ne biliyor musun?
Gitmeyen iki donörden ikisinin de potansiyel uyum testleri negatif çıktı.
İyileşmeyen veya gitmeyen güneş yanıkları.
Hoşuma gitmeyen bir şeyler var. -Biliyorum ama burada.
Onun cenazesine gitmeyen bir yakın arkadaş.
Hoşuna gitmeyen hükümetleri değiştirmek ister.
Benimle ilgili hoşuna gitmeyen başka bir şey var mı?
Nadiren, gitmeyen ağrılı bir ereksiyona neden olabilirler.
Binbaşım, hiçbir yere gitmeyen araçtaki, beşinci teker gibiyim.