HAPISHANEDEKI ne Demek Almanca - Almanca Çeviri

im Gefängnis
im Knast

Hapishanedeki Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Ve hapishanedeki adam.
Und der Mann im Gefängnis.
Hepsi enfeksiyonlu. Hapishanedeki gibi.
Sie sind infiziert wie im Gefängnis.
Hapishanedeki iri siyah kız?
Dick, schwarz, im Knast?
İlk seferindeki hapishanedeki bir serseriydi.
Das erste Mal war das ein Pisser im Knast.
Hapishanedeki kimseyi tanımıyorum.
Ich kenne niemanden im Gefängnis.
Combinations with other parts of speech
Sıfatlarla kullanım
Fiillerle kullanım
Ahırın zemini, benim hapishanedeki yatağımdan daha yumuşak.
Der Stallboden ist weicher als mein Bett im Gefängnis.
Hapishanedeki Donda işler nasıl gitti?
Wie lief es mit dem alten Don im Knast?
İlk sefer mi? İlk seferindeki hapishanedeki bir serseriydi?
Das erste Mal war das ein Pisser im Knast. Das erste Mal?
Ama hapishanedeki insanlar.
Aber die Leute vom Gefängnis.
Sırf bu sürpriz için koca hapishanedeki herkes öldürüldü!
Alle hier im Gefängnis wurden nur für diese Überraschung ermordet!
Ama hapishanedeki insanlar.
Aber die Menschen im Gefängnis.
Seni öldürmek için yanıp tutuşan hapishanedeki Han Tae-jini düşün.
Denk an Han Tae-jin im Gefängnis, er will dich umbringen.
Bu da hapishanedeki sen.
Und das bist du im Gefängnis.
Hapishanedeki saldırıyı Fisk kendi ayarladı.
Fisk organisierte den Angriff im Knast.
Teşekkürler. Hapis Mike, hapishanedeki en ama en kötü şey nedir?
Gefängnis-Mike, was ist Danke. das Allerschlimmste am Gefängnis?
Bu hapishanedeki ilk günün gibi.
Das ist wie der erste Tag im Gefängnis.
Lütfen, mahkemeyi bilgilendirir misiniz, hapishanedeki son yılınızda kaç adam infâz edildi?
Im Hochsicherheitsgefängnis hingerichtet wurden. Teilen Sie dem Hohen Gericht bitte mit, wie viele Männer im letzten Jahr?
Hapishanedeki güvenlik kameraları bozukmuş.
Die Überwachungskameras im Gefängnis waren kaputt.
O kazaydı. Hapishanedeki olayda mı kazaymış?
Das war ein Unfall. Der Vorfall im Gefängnis auch?
Hapishanedeki çocukların yarısının hiç adı yoktu.
Die Hälfte der Kinder im Knast hatten keine Namen.
Elimizde kesinlikle… hapishanedeki herkese yetecek kadar test yok şu an.
Wir haben nicht genug Tests für alle im Gefängnis.
Hapishanedeki adamlar olağanüstü mektup arkadaşlarıdır.
Die Männer im Knast sind tolle Brieffreunde.
Sizden hapishanedeki Bay Rusicki ziyaret etmeniz istendi. Teşekkürler.
Vielen Dank. Sie sollten Mr. Rusick im Gefängnis besuchen.
Hapishanedeki herkesin mali kayıtlarını incelediler.
Sie haben alle im Gefängnis auf die Finanzen überprüft.
Aslında, hapishanedeki herkes için elmalı turta… yapmadan hiç gitmemeliyim.
Für alle im Gefängnis backen. Eigentlich sollte ich einen Apfelkuchen.
Hapishanedeki arkadaşım Samle konuşmaya çalıştığını söyledi.
Ein Kumpel im Gefängnis sagte, du wolltest zu Sam.
Sıradaki. Hapishanedeki herkes taşıdığı parayı almak için onu deşmek isteyecek.
Jeder Sträfling will ihn aufschlitzen, um ans Geld in seinem Arsch zu kommen. Nächster.
Hapishanedeki ömür boyu cezana başlarken senin için dileğim şöyle.
Für Ihr Leben im Gefängnis wünsche ich Ihnen dies.
Hapishanedeki çatışmadan gerçekten haberin yok muydu? Pekâlâ?
Ok. Wussten Sie wirklich nichts vom Kampf am Gefängnis?
Hapishanedeki arkadaşım Samle bağlantı kurmaya çalıştığını söyledi.
Ein Kumpel im Gefängnis sagte, du wolltest zu Sam.
Sonuçlar: 145, Zaman: 0.0266

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca