Hapishanedeki Turkce kullanımına örnekler ve bunların Yunan çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Computer
Hapishanedeki Rayi mi?
Suskunlar Hapishanedeki İlk Gece.
Hapishanedeki ilk seferin mi?
Betonla güçlendirilmiş çelik. Hapishanedeki gibi.
Hapishanedeki kimseyi tanımıyorum.
Combinations with other parts of speech
Sıfatlarla kullanım
Fiillerle kullanım
Bu kadını tanımıyordum hapishanedeki kadınlardan biriydi belki de.
Hapishanedeki kimse sizi tanıyamaz.
Arkadaşlar, bu hiç bir zaman gerçekleşmemişti, hapishanedeki herkesin çalışması.
Hapishanedeki görevin elimizdeki tek imkân!
Serbestçe dolaşıyorlarsa, hapishanedeki gardiyanların kontrolünü ele geçirdiklerini farz etmeliyiz.
Hapishanedeki güç kablolarını gözetliyordum.
Bu yüzden hapishanedeki çocuklara bundan fazlasını öğretiyordum.
Hapishanedeki kimseyle doğrudan bir eşleşme yok.
Yani beyimiz hapishanedeki ilk iş gününde yanardönerli giyinmek istiyor.
Bu hapishanedeki makyaj lambaları çok güzel.
Hapishanedeki hayatım bana güçlü olmayı öğretti.
Hapishanedeki aylar boyunca, hep senden konuştuk.
Hapishanedeki adamlarının ne durumda olduklarını merak ediyorum.
Hapishanedeki site engelleyiciler gözden kaçırmış ama ben kaçırmadım.
Hapishanedeki adamlar olağanüstü mektup arkadaşlarıdır.
Hapishanedeki davranışlardan dolayı da iyi hâl indirimi yapılıyor.
Hapishanedeki bir Chichano ile ilgili bir kitap yazmamı istiyorlar.
Hapishanedeki çatışma hakkında hiçbir şey bilmediğini söylemedin mi?
Hapishanedeki dokuz seneden sonra, polis çağırmak kolay değil.
Hapishanedeki sıradan bir gün birçok aktiviteye bölünebilirdi.
Hapishanedeki en kötü şeyin yemekler olduğunu söylerler. Ama yanılıyorlar.
Hapishanedeki ilk gece karşı koyarsam işlerin daha da kötüleşeceğini söyledi.
Hapishanedeki telefon görüşmeleri kaydediliyormuş ve mahkumlar sadece karşı ödemeli arayabiliyorlarmış.
Hapishanedeki satranç ortağım Azarellonun fikrini değiştirip ifadesini değiştirdiğini söylüyor.
Haklısın, hapishanedeki ziyaretçilerden biri onu arabanızın bagajına girerken görmüş.