Inanmakla Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Ne aptalmışım inanmakla.
Sana inanmakla salaklık ettim.
Bir değişim yapabileceğine inanmakla ilgili.
Ona inanmakla hata ettim.
Valentineın öldüğüne inanmakla aptallık ettik.
Combinations with other parts of speech
Isimlerle kullanım
ben inanmıyorumher şeye inanmakimse inanmazahirete inanmayanlarınkimse bana inanmıyorben buna inanmıyorumneye inandığımıinanmak zorundasın
bir şeye inanmakallaha inandık
Daha
Zarflarla kullanım
Fiillerle kullanım
Daha
Sana inanmakla aptallık ettim.
( Ne kaybettiğini bilmiyorsun onlara inanmakla.).
Acaba ona inanmakla aptallık mı ediyordum?
Her şey yapabileceğine inanmakla başlar.
Evet. Ona inanmakla aptallık mı ettim?
Kimileriniz yeni arkadaşlara ve ittifaklara inanmakla.
Belki de ben inanmakla aptalım.
Çünkü her şey yazarın kurduğu bir düşe inanmakla başlıyor.
Kral Llane size inanmakla hata mı etti?
Hepimiz bazı şeylerin doğru olduğuna inanmakla büyüyoruz.
Uzun süre inanmakla Biliyorum haklıydın.
Onlar sadece'' savaş gemisi teorisi'' ne inanmakla kalmıyorlar.
Uzun süre inanmakla Biliyorum haklıydın.
Annemin bir ilişkisi olduğunu dinleyip sana inanmakla aptallık ettim.
Ama bana inanmakla hata etmedin Derek.
Daha eğitimli İngiliz kraliyet ailesi bilebu tür şeylere inanmakla biliniyordu.
Ama kitabı okuyunca herşeyin inanmakla alakalı olduğunu görebiliriz.
Bazı araştırmacılar, kayalarla olan bağlantıların hiç belirlenmediğine inanmakla birlikte.
Bu kadırun hikâyesine inanmakla hata mı yapıyordu?
Rastgele seçim fikri -özellikle de mekanik bir şekilde olması- mekanik bir evrene inanmakla bağlantılıdır.
Edenler yahut ahirete inanmakla beraber Allahın azabından kendilerini.
Hayır.- Her ne kadar sözüne inanmak istesem de… sözüne inanmakla hiç ilgilenmiyorum.
Yani cennete inanmakla sınıfsız topluma inanmak aynı şey aslında.
Zaman ve mekanın sınırlarına inanmakla kendimizi sınırlıyoruz.
Çünkü insan ancak inanmakla iyide ve doðruda olur.