KARANLIKLA ne Demek Almanca - Almanca Çeviri

Karanlıkla Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Karanlıkla mücadele mi olur?
Mit der Dunkelheit kämpfen?
Sanki ruhum karanlıkla dans ediyor.
Ein Herz tanzt im Dunkel.
Karanlıkla ilgi bir şey var.
Der Dunkelheit zu tun. Es hat mit.
Aydınlık ve karanlıkla güreş ediyor.
Der Kampf zwischen Licht und Dunkelheit.
Karanlıkla tek başına yüzleşmek.
Sich allein der Finsternis stellen.
Daha henüz karanlıkla bir olmadın.
Du bist noch nicht eins mit der Dunkelheit.
Karanlıkla, kendi yöntemleriyle savaşmak istediler.
Man wollte die Dunkelheit auf eigene Art bekämpfen.
Yüksek duvar karanlıkla birleştirir….
Hohe Wand verschmilzt mit der Dunkelheit….
Bu karanlıkla mücadele eden insanlar da var elbet.
Genauso ist es mit Menschen, die die Dunkelheit bekämpfen.
Sevdiğim biri, bir keresinde bana karanlıkla dolu bir kutu vermişti.
Jemand, den ich liebte, schenkte mir mal eine Kiste voll Dunkelheit.
Işık karanlıkla mücadele etmek zorunda değildir.
Licht kämpft nicht mit Dunkelheit.
Sevdiğim biri, bir keresinde bana karanlıkla dolu bir kutu vermişti.
Die Liebe zu einem Mädchen, die mir einst eine Box voller Dunkelheit gab.
Ruhun karanlıkla dolup taşıyor.
Deine Seele ist in Dunkelheit gehüllt, aufgeschwemmt.
Günler hiç bitmiyormuş gibi geliyor, boş işlerle ve karanlıkla dolu.
Gefüllt mit blöden Aufgaben und Dunkelheit. Die Tage ziehen sich ewig hin.
Öyleyse karanlıkla savaşacaksın.
Sie würden im Dunkeln kämpfen.
Günler hiç bitmiyormuş gibi geliyor,boş işlerle ve karanlıkla dolu.
Die Tage ziehen sich ewig hin,gefüllt mit blöden Aufgaben und Dunkelheit.
Karanlıkla savaşmak yerine, ışığı getirirsiniz.
Statt mit der Dunkelheit zu kämpfen, bringst du das Licht ein.
Eğer intikam süsü verirsen karanlıkla yaşamak daha kolay olur.
Es ist einfacher, mit der Dunkelheit zu leben, wenn man sie als Rache tarnen kann.
Bu karanlıkla mücadele eden insanlar da var elbet.
Aber es gebe auch Menschen, die gegen die Dunkelheit kämpften.
Hakkında konuştuklarını duymazsın… çünkü karanlıkla savaşmak kendinle savaşmaktır.
Denn die Finsternis zu bekämpfen heißt, gegen sich selbst zu kämpfen.
Bana içimdeki karanlıkla yaşamak zorunda olmadığımı öğretti.
Sie lehrte mich, dass ich nicht in der Dunkelheit leben muss.
Üç Annenin o üç mevkiden cihana… ızdırap,gözyaşı ve karanlıkla hükmettiğini fark edemedim.
Entdeckte ich, dass sie von diesen drei Orten aus…die Welt mit Schmerz, Tränen und Finsternis regieren.
Ama karanlıkla yüzleşmediğimiz sürece büyür ve büyür.
Aber wenn wir uns nicht der Dunkelheit stellen, wächst und gedeiht sie.
O zaman biliyorsun ki içimdeki bu karanlıkla Bellein kalbini kırmayı pek de dert etmem.
Dann wisst Ihr, dass diese Dunkelheit kein Problem damit hat, Belles Herz zu brechen.
Onu karanlıkla besleyebilirim ya da bolca ışık verebilirim.
Ich kann sie mit Dunkelheit oder mit viel Licht nähren.
İnandığımız için buradayız.Dünyanın karanlıkla ve kötülükle dolu olduğunu bildiğimiz için buradayız.
Wir sind hier, weilwir glauben, weil wir wissen, dass die Welt böse und dunkel ist.
Karanlıkla Yüzleşmek, Işık Bulmak: İntihar Sonrası Yaşam.
Der Dunkelheit gegenübertreten, Licht finden: Leben nach dem Selbstmord.
Melatonin hormonu karanlıkla salınır ve vücudumuza uyku zamanı geldiğini söyler.
Das Hormon Melatonin wird bei Dunkelheit freigesetzt und sagt unserem Körper, dass es Zeit zum Schlafen ist.
Karanlıkla başla ve sonra ne olacağını görmek için bekle.
Beginne mit der Dunkelheit und warte, um zu sehen, was als nächstes kommt.
Gizem ve karanlıkla dolu bir dizi kısa korku hikayesi.
Eine Serie von kurzen Horrorgeschichten, voller Mysterien und Dunkelheit.
Sonuçlar: 71, Zaman: 0.0295

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca